on the side

  1. (a) fazladan fazla olarak, asıl konu dışında, (b) ayrıca, bundan başka, (c) yemeğin yaynında yenilen.
(argo) sevgilisini
karısını aldatma
birini desteklemeye karar vermek Verb
birinden taraf olmaya karar vermek Verb
birinin yanında yer almaya karar vermek Verb
… hususunda fazla ileri gitmek, aşırı davranmak.
Often one finds that advisers err on the side of
caution: Öğüt verenler çoğunlukla ihtiyat hususunda fazla ileri giderler (aşırı ihtiyat tavsiye ederler).
fırsatını beklemek Verb
bilançonun pasif tarafında görünmek Verb
(US) asosyal bir çevreden gelmek Verb
alçalan konjonktür durumunda olmak Verb
zimmetinde olmak Verb
borçlu tarafta olmak Verb
az para kazanmak Verb
(fiyat) yüksek olmak Verb
(fiyatlar) oldukça yüksek olmak Verb
(US) hisse senetlerinin yükseleceğini bekleyerek elde tutmak Verb
sonuçtan emin olmak, ihtiyatlı davranmak, (ne olur ne olmaz diyerek) bütün olasılıkları gözönüne almak.
aynı yanda olmak Verb
kazanan tarafta olmak Verb
kırkını geçmiş olmak Verb
piç, gayrımeşru, evlilik dışı doğan.
kazanan tarafta olmak Verb
sağ tarafından kalkmak Verb
ters tarafından kalkmak Verb
arabayı doğru taraftan sürmek Verb
yolun yanlış yönünde gitmek Verb
kalemi alacağa geçirmek Verb
alacak tarafına kaydetmek Verb
.: birini zayıf tarafından yakalamak.
birisinin itimadını/teveccühünü kaybetmek, gözünden düşmek.
solundan/ters tarafından kalkmak.
huysuz/hırçın olmak, herkesi terslemek, yatağın ters tarafından kalkmak.
He was born on the wrong
side of the blanket: O piç olarak doğdu.
halkı kendi tarafına çekmek Verb
ters taraftan kalkmak: (o gün için) aksi/huysuz olmak, aksiliği/huysuzluğu üstünde olmak.
Never try
to reason with him when he's gotten up on the wrong side of the bed: Huysuzluğu üstünde iken makul yoldan onu iknaya çalışma.
yaptığına pişman olmak, pişmanlık/nedamet duymak.
You'll grin on the other side of your face if you
have to pay for the damage you did.
baba tarafından kardeş
ana tarafından kardeş
yasaya göre haklı olmak.
çoğunluğu kendi tarafına çekmek Verb
güldükten sonra pişman olmak Verb
İyi tarafından bak.
sokağın iki tarafında
aktif inde
(ailenin) ana tarafı. spear side
baba tarafından
ana tarafından
hesabın aktif tarafında
politik açıdan
kazanan tarafta Noun
-den daha yaşlı, (belirtilen yaşı) aşmış/geçmiş.
He is on the wrong side of fifty: Yaşı elliyi
geçmiştir. on the right side of
akreditifin arkasına ödenmiş olduğunu kaydetmek Verb
baba tarafından akraba
anne tarafından akraba
anne tarafından akraba
emin olmak için
birisini bozmak, rezil etmek, elâleme kepaze etmek, gülünç düşürmek.
kâğıdın yalnız bir yanına yazmak Verb