forest

English-Turkish Translation

  1. Noun, Botany orman
  2. orman.
    A large part of Africa is made up of thick forest.
    virgin forest: balta girmemiş/bakir orman.
  3. ormandaki ağaç(lar).
    to cut down a forest: ormandaki ağaçları kesmek.
  4. (İngiliz yasalarına göre) hükümdara mahsus ağaçlıklı av sahası.
    The deer forest of Scotland.
  5. çok sayıda/kalabalık şey.
    When the teacher asked the boys an easy question, a forest of hands shot up.
  6. ağaçlandırmak, ormanlaştırmak, orman yetiştirmek, ormana çevirmek, orman haline getirmek.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

cloud forest
bulutlu orman: çoğunlukla dağların kıyıya bakan yamaçlarında sürekli bulutlarla kaplı olan orman. Noun
communal forest
belediye ormanı
conservancy of forest
ormanların korunması
cut a path for oneself through the forest
ormanda yol açmak Verb
cut down forest
ormanın ağaçlarını kesmek Verb
dense forest
sık orman
density of a forest
bir ormanın yoğunluğu
edge of a forest
orman kenarı
fall back upon a forest
ormana doğru çekilmek
gallery forest
bozkırda nehir boyunca yetişen orman. Noun
in the heart of the forest
ormanın ortasında
index forest
örnek orman
justice of the forest
(Br) orman işleri hâkimi
lie through a forest
(yol) ormandan geçmek Verb
memorial forest
hatıra ormanı
mixed forest
karışık orman
mixed forest
içinde türlü ağaçların bulunduğu orman
national forest
millî orman, ABD'de Federal hükümetçe korunan orman. Noun
on the fringe(s) of a forest
bir ormanın etekleri Noun
ordinance of the forest
(Br) orman kanunu
rain forest
cengel, tropikal orman, çok yağmur yağan tropik ülkelerdeki sık orman. Noun
rain forest
yağmur ormanı Noun, Environment-Ecology
rape of the forest
orman suçları Noun
state forest
kamu ormanı
timber forest
kereste ormanı
town forest
devlet ormanı
track through the forest
orman patikası Noun
virgin forest
bakir orman
forest administration
orman idaresi
forest area
orman alanı
forest arson
kasten orman yakma Noun, Law
forest arson
orman yakma Noun, Law
forest court
ormancılık sorunlarına bakan mahkeme
forest cover
orman örtüsü
forest damage
orman hasarı
forest dweller
orman sakini
forest economics
orman ekonomisi
forest fire
orman yangını Noun
forest floor
orman toprağı: bitki artıklariyle zenginleşmiş toprak. Noun
forest fly
at sineği
(Hippobosca equina). Noun
forest green
zeytin yeşili. Noun
forest green
orman yeşili Adjective
forest guard
orman bekçisi
forest helper
orman yardımcısı
forest industry
orman sanayii Noun
forest land
orman arazisi
forest lane
orman içi yol
forest law
orman kanunu
forest management
orman genel müdürlüğü
forest of masts
gemi direkleri ormanı
forest officer
orman memuru
forest officer
orman korucusu
forest officer
orman koruyucusu
forest product
orman ürünü
forest products
orman ürünleri Noun, Forestry
forest protection
orman koruma
forest range
orman bölgesi
forest ranger
ormancı
forest ranger
orman memuru
forest ranger
korucu, orman bekçisi. Noun
forest region
ormanlık bölge
forest reserve
orman koruma bölgesi
forest school
orman mühendisliği okulu
forest sheriff
orman korucusu
forest tent caterpillar
orman tırtılı
(Malacossoma disstria): turuncu renkli larvası orman ağaçlarının yapraklarını mahveden bir tür tırtıl. Noun
forest warden
orman işleri idaresi sorumlusu
Atatürk Forest Farm Directorate
Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü Noun, Organizations
Ministry of Forest and Water Affairs
Orman ve Su İşleri Bakanlığı Noun, Organizations
Ministry of Forest and Water Management
Orman ve Su İşleri Bakanlığı Noun, Organizations
English-Turkish phrases from Zargan's own database