on time

  1. tam zamanında, tasarlanan zaman içinde.
    arrive on time: tam vaktinde gelmek, gecikmemek.
zamanında varmak Verb
vadeli satın almak Verb
veresiye satın almak Verb
(gazete) zamanında çıkmak Verb
vadesinde ödemek Verb
zamanında inmek Verb
zamanında işlemek Verb
tarifeye bütünüyle uymak Verb
vadeli satmak Verb
vade ile satmak Verb
bir borcu zamanında ödemek Verb
tarifeye uygun olarak kalkmak Verb
zamana ve bütçe tahminine uymak Verb
bürosuna zamanında yetişme konusunda titiz olmak Verb
ölmesi beklenirken yaşamaya devam etmek Verb
günleri sayılı olmak Verb
bir ayağı çukurda olmak Verb
ölümden çaldığı zamanı yaşamak Verb
yarım gün çalışmak Verb
parttaym (yarı zaman) çalışmak Verb
yarı zaman çalışmak Verb
birşeyi bitirmek Verb
birşeye son vermek Verb
birşeye son noktayı koymak Verb
güç vakitler geçirmek Verb
uygun bir vakti tespit etmek Verb
uygun bir vakit tespit etmek Verb
tamgün çalıştırmak Verb
bir şeye fazla zaman harcamak Verb
çok boş vakti olmak Verb
boş zamanıma yapılan saldırılar Noun
birinin kabulü için zaman sınırı tespit etmek Verb
ömrü kalmamış olmak Verb
ölmüş olması gerekirken hâlâ yaşamak Verb
birinin vaktini almak Verb
çok zamanını almak Verb
kısa süre için istihdam edilen
yatırılan
tam zamanında havaalanına inmek Verb
zamanına fazla değer vermek Verb
saatini radyodaki saat ayarı sinyaline göre ayarlamak Verb
bir şey için fazla zaman harcamak Verb
İşsizlikten sıkılıyorum.
görev başı eğitim süresi