oy kullanma

Turkish-English Translation

  1. voting
  2. suffrage
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

(şirket toplantısı) yazılı oy kullanma
voting on a poll
bir aday için oy kullanma
(US) to ballot for a candidate
birikimli oy kullanma
cumulative voting Noun, Management
birinin aleyhine oy kullanma
to ballot against sb
gizli oy kullanma
to ballot
gizli oy kullanma
balloting
kalkıp oturarak oy kullanma
voting by rising and sittng
mükerrer oy kullanma
ballot stuffing Noun, Politics-Intl. Relations
mükerrer oy kullanma
ballot-box stuffing Noun, Politics-Intl. Relations
posta ile oy kullanma
mail ballot
posta ile oy kullanma
postal ballot
US meeting hissedarlar toplantısında oy kullanma
voting at shareholders'(stockholders',)
vekâleten oy kullanma
proxy voting
yazılı (şirket toplantısı) oy kullanma
voting on a poll
oy kullanma ayrıcalığı
voting privilege
oy kullanma ehliyeti kontrolu
voting control
oy kullanma ehliyeti kontrolü
voting control
oy kullanma hakkı
suffrage
oy kullanma hakkı
right to vote
oy kullanma hakkı
voting right
oy kullanma hakkı
individual vote
oy kullanma hakkı olan
with voting power
oy kullanma hakkı olan hisse senetlerini devretmek
to transfer one's voting shares Verb
oy kullanma hakkı olan hisse sermayesi
voting share capital
oy kullanma hakkı olmak
to be qualified to vote Verb
oy kullanma hakkı olmak
to have the vote Verb
oy kullanma hakkı olmayan
unqualified to vote
oy kullanma hakkından yoksun olmak
to be deprived of voting power Verb
oy kullanma hakkının yüzde 10'u üzerinde hâkimiyeti olmak
to control 10 % of the voting power Verb
oy kullanma haklarına sahip olmak
to carry voting rights Verb
oy kullanma haklarını kaybetmek
to forfeit one's voting rights Verb
oy kullanma hürriyeti
freedom of election
oy kullanma hürriyeti
free vote
oy kullanma kabini
voting booth Noun, Politics-Intl. Relations
oy kullanma kartı
voting ticket
oy kullanma kuralları
voting rules Noun
oy kullanma makinesi
voting machine
oy kullanma sözleşmesi
voting agreement
oy kullanma vekâletinin reddi
rejection of proxy Noun
oy kullanma vergisi
poll tax
oy kullanma yaşı
voting age Noun, Politics-Intl. Relations
oy kullanma yaşına gelme
coming of voting age
oy kullanma yaşına gelmek
to come of voting age Verb
oy kullanma yaşına gelmiş nüfus
voting-age population
(seçim) genel oy kullanma hakkı
universal suffrage
ağırlıklı oy kullanma hakları
weighted voting rights Noun
birden çok oy kullanma hakkı
plural vote
birlikte oy kullanma kurulu
participation council
birlikte oy kullanma sistemi
participation plan
bütün reşitler için seçimlerde oy kullanma hakkı
adult suffrage
erkeklerin seçimde oy kullanma hakkı
manhood suffrage
erkeklerin seçimlerde oy kullanma hakkı
manhood suffrage
genel oy kullanma hakkı
(elections) universal suffrage
kadınların oy kullanma hakkını savunan kadın
suffragette
kadınların seçimlerde oy kullanma hakkı
woman suffrage
kadınların seçimlerde oy kullanma hakkı
female suffrage
kanuni oy kullanma hakkı olanın ikametgâhı
legal voting residence
kısıtlı oy kullanma hakkı
restricted suffrage
kısıtlı oy kullanma hakkı
limited suffrage
kısıtlı oy kullanma hakkı
contingent voting power
vekâleten oy kullanma usulü
voting procedure of proxy
yerel seçimde oy kullanma zorunluğu
compulsory voting in local elections
(İngiltere'de) bağlayıcı öy kullanma emri
d- line whip
Turkish-English phrases from Zargan's own database