paş

English Turkish Phrases

faux pas
kusur, kabahat, hata, pot, toplum kurallarına aykırı davranış.
make/commit a faux pas: pot kırmak,
çam devirmek, kusur işlemek.
Noun
n'est-ce pas
değil mi?
pas
(dansta/balede) adım, figür. Noun
pas
öncelik, ileri geçme hakkı, rüçhaniyet. Noun
pas de chat
(balede) zıplayış, kedi adımı.
pas de deux/trois
(balede) iki/üç kişilik dans.
pas seul
(balede) solo dans, tek kişi oyunu. Noun
English-Turkish phrases from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

(bakır ve bronz eşyalar üzerinde oluşan) yeşil pas
patina
(kadın) birine pas vermek
to respond to sb's acts Verb
milimetrik pas
pinpoint pass Noun, Football
pas
smear
pas
rust
pas
iron oxide
pas
blemish
pas
corrosion
pas
tarnish
pas hastalığı
rust
pas lanmaz çelik
stainless steel
pas lanmaz çelik
rustless steel
pas lanmaz çelik
corrosion resisting steel
pas lekesi
iron mould
pas önleme
rust prevention
pas rengi
rust Adjective
pas renginde
rusty
pas tutmak
to rust Verb
pas tutmak
to tarnish Verb
pas tutmamış
rustless
pas tutmaz
rustless
pas tutmaz
rustproof
pas tutmaz çelik
special steel
pas vermek
(slang) (woman) to give (a man) the glad eye Verb
pas vermek
to pass Verb, Sports
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Sonuna geldiği kelimelere “saçan, serpen, dağıtan” ... usûlüyle birleşik sıfatlar yapar
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.

pas
Topla oynanan bâzı oyunlarda bir oyuncunun ... bir başka oyuncuya aktarması
pas
Mâdenlerin ve ... gelen madde