pace

  1. adım, yürüyüş hızı/temposu.
    to hike at a rapid pace: hızlı adımlarla yürümek.
    at a slow pace:
    yavaş adımlarla.
    at a walking pace: yürüyüş hızı ile.
  2. tempo, ilerleme hızı.
    to quicken one's pace: acele etmek, hızla yürümek/ilerlemek.
  3. adım uzunluğu, hatve.
  4. adım.
    She took three paces forward: Üç adım ilerledi.
    ten paces off: on adım uzakta.
    one
    pace forward!
    ask. bir adım ileri!
  5. yürüyüş, yürüme şekli.
  6. (at vb.) rahvan gidiş.
  7. yürüyüş hızını tespit etmek/ayarlamak.
  8. adımlamak, adım adım yürümek.
    He paced the floor nervously. pace up and down.
  9. (belirli bir şekilde) yürümeye alıştırmak.
  10. (at) rahvan gitmek, rahvan yürüyüşle (belirli bir uzaklık) gitmek.
    to pace a mile.
  11. yavaş ve düzgün adımlarla yürümek/ilerlemek.
  12. Adposition müsaadenizle, … in aksine, izin verirseniz, kemali hürmetle belirtmek isterim ki … (bir fikre kibarca
    itiraz için söylenir).
    My view, pace Mr. G.B., is that we should act immediately: Mr. G.B.'nin aksine, derhal harekete geçmemiz gerektiği fikrindeyim.
adımını sıklaştırmak Verb
adımlarını sıklaştırmak Verb
çok büyük bir hızla Adverb
büyük hızla
hızlı tempoda
kaplumbağa hızıyla Adverb
yürüyüş hızıyla
artan bir hızla Adverb
ara verme, (yeknesaklığı gidermek için) sürekli bir işi bırakıp başka bir faaliyete girişme. Noun
change-up Noun
kalkınma hızı
bir şeyi hızlandırmak Verb
süratini artırmak Verb
adımlarını sıklaştırmak Verb
ağır adımlarla yürümek Verb
çılgınca neşeli hayat yaşamak Verb
enflasyon hızı
adımını uydurmak Verb
geri kalmamak, yetişmek, ayak uydurmak.
He had no trouble keeping pace with the faster runner:
Hızlı koşucuya yetişmekte güçlük çekmedi.
Verb
öldürücü tempo
oyalanarak gitme
asker adımı, talim adımı.
sümüklüböcek hızıyla hareket etmek Verb
kaplumbağa hızıyla hareket etmek Verb
(ilerlemede) örnek/önayak olmak, örnek/numune teşkil etmek.
yarışta nasıl koşulacağını göstermek.
çok yavaş ilerleme.
hıza dayanmak Verb
ciro hızı
pergellemek Verb
volta atmak Verb
adım adım
ticari faaliyetin hızı
yatırım hızı
bir mesafeyi adımlamak Verb
birine antrenörlük yapmak Verb
genelde artan hayat pahalılığını bir düzene koymak Verb
peronda ileri geri yürümek Verb
oda içinde volta atmak Verb
hızlı büyüme
adım uydurmak, hemâhenk olmak.
...'e ayak uydurmak Verb
yeni buluşlara ayak uydurmak Verb
akan siparişlere ayak uydurabilmek Verb
işin gidişini yavaşlatmak Verb
konjonktürün düşük olması