passport

European Agreement on Travel by Young Persons on Collective Passports Between the Member Countries of the Council of Europe

Avrupa Konseyine Üye Devletler Arasında Genç Kişilerin Müşterek Pasaportla Seyahatlerine Dair Avrupa Sözleşmesi Noun, International Law

exhibit one's passport

pasaportunu göstermek Verb

submission of one's passport

pasaportun takdimi

Administrative Office of Regular Passport

Umumi Pasaport Büro Amirliği Noun, Organizations

amend a passport

pasaport değiştirmek Verb

animal passport

hayvan pasaportu

application for passport

pasaport başvurusu

apply for a passport

pasaport için başvurmak Verb

bearer of a passport

pasaportun hamili

bearer of a passport

bir pasaportun hamili

british passport

İngiliz pasaportu

collective passport

grup pasaportu

collective passport

kolektif pasaport

collective passport

müşterek pasaport

Department of Passport

Pasaport Dairesi Noun, Organizations

deprive someone of his passport

birinin pasaportuna el koymak Verb

deprive someone of his passport

birinin pasaport una el koymak Verb

diplomatic passport

diplomatik pasaport

European passport

Avrupa Pasaportu (AT'na üye ülke vatandaşlarının kullandıkları pasaport)

European Passport

avrupa pasaportu

examine a passport

pasaportu incelemek Verb

examine a passport

bir pasaportu incelemek Verb

extend a passport

pasaport süresini temdit etmek Verb

extend a passport

bir pasaportu temdit etmek Verb

extension of passport

pasaportun temdidi

fabrication of a passport

sahte pasaport hazırlama

forge a passport

sahte pasaport düzenlemek Verb

forge a passport

pasaportu tahrif etmek Verb

forgery of passport

sahte pasaport düzenleme

hard-to-get passport

elde edilmesi güç pasaport

issue a passport

pasaport vermek Verb

issue of passport

bir pasaport çıkarma

issuer of a passport

pasaport veren (makam

make out passport

pasaport düzenlemek Verb

Nansen passport

Dünya Savaşından sonra milliyetleri resmen bilinmeyenlere Milletler Cemiyetince verilen pasaport. Noun

official passport

kırmızı pasaport

official passport

resmi pasaport

renew a passport

bir pasaportu yenilemek Verb

renew a passport

pasaportu yenilemek Verb

renew a passport

bir pasaportu temdit ettirmek Verb

renewal of passport

pasaport temdidi

ship's passport

bir memleketin karasularına girmek veya çıkmak için bir gemiye verilen izin kâğıdı

show a passport

pasaport göstermek Verb

special passport

hususi pasaport Noun

stamp a passport

pasaportu damgalamak Verb

take out a passport

pasaport çıkarmak Verb

valid passport

geçerli pasaport

vised passport

vizeli pasaport

visitor passport

ziyaretçi pasaportu

withdrawal of a passport

bir pasaportun iptali

passport application

pasaport başvurusu

passport application form

pasaport başvuru formu

passport control

pasaport kontrolü

passport division

pasaport dairesi

passport fee

pasaport harcı

passport forgery

pasaport sahtekârlığı

passport formalities

pasaport formaliteleri Noun

passport holder

pasaport sahibi

passport holder

pasaport hamili

passport inspection

pasaport kontrolü

passport office

pasaport dairesi

passport people

pasaport kontrolu yapan memurlar

passport people

pasaport kontrolü yapan memurlar

passport photo

vesikalık fotoğraf Noun

passport photo

vesikalık resim Noun

passport photograph

pasaport fotoğrafı

passport photograph

pasaport boyu fotoğraf

passport provisions

pasaport hükümleri Noun

passport requirement

pasaport zorunluğu

passport system

pasaport sistemi

passport union

pasaport birliği Noun, International Law

hold tentatively passport privileges

pasaportu geçici olarak alıkoymak Verb

make out a passport for sb

birine pasaport düzenlemek Verb

mark a passport with a visa

pasaporta vize tatbik etmek Verb

mark a passport with a visa

vize vermek Verb

money is a passport to everything

para her kapıyı açar

withold tentatively passport privileges

pasaportu geçici olarak alıkoymak Verb