pending

  1. Adjective, Law derdest
  2. esnasında, süresince, …'i beklerken.
    pending the investigation.
  3. …'e kadar.
    This matter must wait pending his return from Europe. pending his return, let us get everything ready.
  4. askıda, sonuçlanmamış, henüz bir karara/sonuca bağlanmamış, muallâkta.
    The agreement was pending.
  5. olması yakın, beklenen, her an vukuu muhtemel.
bakılmakta olan dava
aynı taraflar arasında ve aynı konuda başka bir davanın derdest olduğu defi
mahkeme kararını beklemekte
mahkeme kararına intizaren
mahkeme karar ına intizaren
cari riskler Noun
henüz yürürlüğe konmamış
(patent hukuku) muallaktaki başvuru
işler bir düzene konuluncaya kadar
bir karar alıncaya kadar
beklenen emeklilik
davanın muallakta olması
mahkemede karar bekliyor
muallak dava
görülmekte olan dava Noun, Law
askıda bulunan dava
henüz karara bağlanamamış suçlamalar Noun
yürürlükteki sözleşme
teslime kadar
teslim tarihine kadar
henüz ödenmemiş kâr payı
kâr payı bekleme listesi
kâr payı bekleme listesinde
karar bekleyen dosyalar Noun
yeni haberlere kadar
teklifin kabulünü bekleyedururken
mahkemede henüz karara bağlanmamış
talimat gelinceye kadar
sonuçlanmamış dava
askıdaki davalar Noun
bekleyen işler Noun
müzakereler sonuçlanıncaya kadar
dava sürdüğü müddetçe
bekleyen işlemler Noun
sonuçlanmamış dava takibatı
açılan kovuşturma
mevcut riskler Noun
açılmış bulunan dava
karar bağlanmamış dava
karara bağlanmamış dava
dava karara bağlanmadığı sürece
müzakereler sonuçlanıncaya kadar
bekleyen işler
muallakta kalan sorunlar Noun
tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmak Verb, Law
duruşmaya kadar tutukluluk
soruşturma sonuçlanıncaya kadar ödemeyi durdurmak Verb
tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakmak Verb, Law
tutuksuz yargılama Noun, Law
tutuksuz yargılanma Noun, Law
tutuksuz yargılama Noun, Law
araştırma sonuçlanıncaya kadar bir veznedarı geçici olarak görevinden almak Verb