persistent

English-Turkish Translation

  1. Adjective sebatkâr, azimli.
  2. Adjective ısrar eden, musır, inatçı, muannit, direnici.
  3. Adjective sürekli, devamlı, daimî, kalıcı.
    persistent noise.
  4. Adjective devam/sebat eden, dayanıklı.
  5. Adjective, Botany normal süreden daha fazla kalan (ağaç üzerindeki yaprak vb.).
    a persistent leaf.
  6. Adjective, Zoology (a) çağlar boyunca değişmeyen, yapısını muhafaza eden, (b) canlının yaşamı süresince kendinde kalan.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

persistent vegetative state (PVS)
kalıcı bitkisel hayat Noun, Medicine
persistent vegetative state (PVS)
kalıcı vejetatif durum Noun, Medicine
persistent vegetative state (PVS)
persistan vejetatif durum (PVD) Noun, Medicine
persistently
ısrarla Adverb
persistent attacks of malaria
devamlı gelen sıtma krizleri Noun
persistent demand
ısrarlı talep
persistent inflation
devamlı enflasyon
persistent malice
domuzluk
persistent objector
sürekli itiraz eden devlet Noun, Law
persistent offender
sık sık suç işleyen kimse
habitual persistent offender
(Br) suç işlemeyi alışkanlık haline getirmiş kişi
habitual(ly) persistent offender
(Br) ısrarla suç işleyen kişi
show persistent hostility towards sb
birine karşı ısrarla düşmaca davranmak Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database