pilot

  1. Maritime Traffic kılavuz
  2. Aviation pilot.
  3. Maritime Traffic kılavuz.
    drop the pilot: kılavuzu salıvermek.
  4. dümenci.
  5. önder, rehber.
  6. Machines (bkz: pilot light ).
  7. (bkz: cowcatcher ).
  8. Television (bkz: pilot film ).
  9. yönetmek, sevk ve idare etmek, yedmek, kılavuzluk etmek.
  10. önderlik/rehberlik etmek, yol göstermek.
  11. (uçak) kullanmak, pilotluk yapmak.
  12. deneysel, örnek, deneme mahiyetinde, tam kullanıma/üretime geçmeden deneme olarak yapılan.
hava yolları pilotu
havayolları pilotu
hava pilotu
otomatik pilot: uçağı kendiliğinden aynı yön ve yükseklikte uçuran düzen. Noun
kılavuzluk
pilotluk
pilot light ile ayni anlama gelir. yakaç: gaz fırınlarını/su ısıtıcılarını tutuşturmak için devamlı
olarak yanan küçük alev.
kanal kılavuzu
pilot lisansı
şef pilot
baş pilot
kıyı pilotu
kıyı kılavuzu
sahil kılavuz
mecburi kılavuz
açık deniz pilotu
liman pilotu
liman kılavuzu
avcı uçağı pilotu
buz kılavuzu
kıyı kılavuzu
jet pilotu
uçma ruhsatı olan pilot
ruhsatlı kılavuz
bir pilota uçma ruhsatı vermek Verb
ruhsatlı kılavuz
kılavuz kaptan Noun, Maritime Traffic
kılavuz kaptan
baş kılavuz
lisanslı pilot
robot pilot
robot pilot
ikinci pilot
(a) ordudaki papaz, (b) havacı.
hüner gösterisi yapan pilot
deneme pilotu.
stajyer pilot
uçak kullanmak Verb
uçak kullanmak Verb
kılavuz balon: rüzgârın yön ve hızını belirtmek için uçurulan küçük balon. Noun
hardtack Noun
kılavuz motoru
kılavuz sandalı
hardtack Noun
kumanda köprüsü
deneme niteliğinde nüfus sayımı
pilotluk ruhsatı
uçuş haritası Noun
lacivert bahriye çuhası Noun
gemi kılavuzu
kılavuz düzeni
muylu mil kasnağı
kılavuz lokomotif. Noun
pilotaj hatası Noun, Transport
pilot hatası Noun, Transport
ön deneme
örnek film: reklam celbetmek için hazırlanan dizi filmden seçilerek müşterilere gösterilen parça. Noun
kılavuz balığı Noun, Zoology
kılavuz bayrağı
kılavuz flaması
pilot öğretmeni
kılavuz flaması
gösterge, kılavuz lamba: bir motorun, elektrik devresinin vb. çalıştığını gösteren lamba. Noun

burner pilot ile ayni anlama gelir. yakaç: gaz fırınlarını/su ısıtıcılarını tutuşturmak için devamlı
olarak yanan küçük alev.
Noun
pilot lamp Noun
örnek seri
kılavuz somun
kılavuz bürosu Noun
(Br) uçucu hava subay
kılavuz paraşüt
pilot tesis
örnek fabrika
(AT) örnek ürün
ürün prototipi
pilot üretim
örnek üretim
pilot program
pilot program
pilot proje
pilot bölge
ayarlayıcı kesici
kontrol kesicisi
pilot yeri
pilot koltuğu Noun, Aviation
deneme serisi
kılavuz hizmeti
kılavuz gemi
gelişim aşaması
pilot grevi
pilot etüd
pilot etüt
pilot çalışma
(küçük çaptaki deneme amaçlı araştırma çalışması
pilot etüt
deneme testi
pilot testi
(askerlik) tren-pilot
pilotluk öğrenen stajyer
pilotluk stajyer öğrenci
kılavuz valf
kılavuz gemisi
black whale
pilot brövesi
pilot mahalli
pilot brövesi
kılavuz ruhsatı
pilot brövesi
pilot lisansı
pilot lisansı
deneme bazında
  1. Noun, Aviation aviator
  2. flyer
  3. airman
  4. flier
  5. jockey
fighter pilot
airline pilot
airline pilot
airline pilot
jet pilot
jet jockey
jet cockey
coast pilot
dock pilot
rally driver Noun, Sports
test pilot
aircraft captain
captain
chief pilot
co pilot-
co-pilot
copilot
second pilot
qualified pilot
gyropilot (airplane)
automatic pilot
autopilot Noun, Transport
robat pilot
chief pilot
trainee pilot
licenced licensed pilot
pinpoint flame
harness
pilot balloon
pilot region
pilot's insignia
pilot's badge
pilot's licence
pilot study
mate's certificate
pilot study
pilot survey
pilot study
lead partner Noun
pilot strike
pilot error Noun, Transport
pilot seat Noun, Aviation
certificate of pilot
pilot's licence
pilot's ticket
to qualify as an aviator Verb
cockpit
pilot's cockpit
pilot instructor
pilot program (me
pilot program (me)
pilot project
pilotless aircraft
pilot plant
pilot test
pilot production
pilot seat
to turn down the gas to a pinpoint Verb
to head a consortium Verb
to head a consortium Verb
ground school
gyropilot (airplane)

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Bir hava ... yöneten kimse