Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
playing
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
oynama
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
English Turkish Phrases
be playing
oynamak
Verb
policy playing
(US) loto oyunu
role playing
satış toplantısı ya da eğitim çalışması sırasında benimsenen bir rolün oynanması
role playing
rol oynama
playing card
oyun kâğıdı, iskambil kâğıdı.
Noun
playing field
stadyum, spor alanı
Noun
playing machine
oyun makinesi
playing piece
taş
playing politics
parti kazancını kamu çıkarlarının üstünde tutma
playing the market
spekülasyon yapma
(table games) playing piece
pul
actor playing the role of a young lover
jönprömiye
be playing a deep game
gizli bir iş yapmak
Verb
be playing at politics
politika ile vakit geçirmek
Verb
He's not playing with a full deck.
Bir tahtası eksik.
level playing field
eşit şartlar
Noun
long- playing record
uzunçalar
not playing the game
mızıkçılık
the eight in a suit of playing cards
sekizli
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.