city

English-Turkish Translation

  1. Noun kent, şehir, büyük şehir.
    city plan: şehir planı.
  2. Noun şehir halkı/ahalisi.
    The entire city is mourning his death.
  3. Noun
    city-state ile ayni anlama gelir. site, şehir devleti: bir tek şehirden ibaret olan bağımsız devlet.
  4. Noun the
    Eternal city: Roma.
    the Heavenly city: Cennet.
    the Holy city: Kudüs.
    city
    - article/editor/page: borsa haberleri bölümü/yazarı/sayfası.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

city-state
şehir devlet Noun, Politics-Intl. Relations
approach the city
şehre yaklaşmak Verb
be in the city
işlerin içinde olmak Verb
be in the city
işadamı olmak Verb
big city
büyük şehir
boom city
birdenbire zenginleşip genişleyen şehir
boom city
birden gelişen şehir
capital city
başkent
card board city
evi olmayan insanların mukavva kutulardan yaptıkları evlerin bulunduğu alan
central city
şehir merkezi.
circuit of the city
şehir turu
clean up a city
bir şehri ahlak bakımından temizlemek Verb
coastal city
sahil kenti Noun
coastal city
kıyı şehri
coastal city
sahil şehri
comb the whole city
bütün şehri taramak Verb
core city
central city.
cosmopolitan city
kozmopolit şehir
crowded city
kalabalık nüfuslu şehir
crowded city
kalabalığa nüfuslu şehir
crowded city
kalabalık şehir
dead city
ölü şehir
embattle a city
bir şehri meydan savaşına hazırlamak Verb
embattle a city
mazgal yapmak Verb
enfranchise a city
bir şehre serbestlik vermek Verb
enter a city
(askerlik) bir şehre girmek Verb
far- off city
sapa bir kent
fat city
zengin şehir, zenginlik/refah vb. sağlayan yer/durum. Noun
fbi city
federal başkent
federal city
(US) Washington
fortified city
müstahkem şehir
found a new city
yeni şehir kurmak Verb
found a new city
yeni bir şehir kurmak Verb
free city
serbest şehir: bağımsız hükümeti olan/kendi başına özgür bir devlet olan şehir Noun
freedom of a city
bir şehrin serbestliği
freeman of a city
fahri hemşeri
fun city
eğlence kenti
fun city
New York kentinin takma adı
garden city
sitejarden
garden city
bahçeli evler
gateway city
o bölgeye gelen ziyaretçilerin ilk durak yeri olan kent
gateway city
bulunduğu yer ve taşıma olanaklarından ötürü
ghost city
hayalet şehir
ghost city
(US) terk edilmiş şehir
heart of a city
şehrin göbeği
industrial city
sanayii şehri
industrial city
sanayi şehri
inland city
taşra şehri
inner city
eski mahalle, şehrin en eski/harap ve fakirlerle meskûn mahallesi. central city Noun
inter city
şehirlerarası
invade a city
turistlerin istilasına uğramak Verb
loot a city
bir şehri yağmalamak Verb
map of a city
şehir haritası Noun
maritime city
deniz şehri
model city
örnek şehir
no mean city
çok iyi şehir
open city
açık şehir. Noun
plan a city
şehri planlamak Verb
plan a city
şehir planlamak Verb
police a city
bir şehre polis gücü yerleştirmek Verb
principal city
başkent
provincial city
taşra şehri
queen city
bir ülkenin en güzel/ünlü/büyük şehri.
ramble about the city
şehirde avare dolaşmak Verb
satellite city
uydu şehir
satellite city
uydu kent
seaboard city
liman şehri
second city
ikinci büyük şehir
sights of a city
bir şehrin görülecek yerleri Noun
tent city
çadırkent Noun
the garden city
işçi iskân mahallesi
the garden city
bahçeli evler
treasure city
hazinenin bulunduğu şehir, erzak depoları ve mağazalar şehri.
vacancy of a city
bir şehrin boşluğu
wire city
kodes
wire city
hapishane
city area
banliyö
city arms
şehir arması
city article
(Br) borsa haberi
city attorney
(US) şehir hukuk müşaviri
city authorities
şehir makamları Noun
city block
ada, blok, kesişen sokaklarla ayrılan arsa.
city boardroom
şehir idare meclisi salonu
city bonds
şehir tahvilleri Noun
city boundary
banliyö
city branch
şehir şubesi Noun
city bred
şehirde büyümüş
city budget
şehir bütçesi
city bus
belediye otobüsü Noun, Transport
city by (e)- law
şehir statüsü
city cabinet
şehir yönetim kurulu
city center
şehir merkezi Noun, Urban Planning
city center
şehir içi Noun, Urban Planning
city center
şehir merkezi Noun
city centre
şehir merkezi Noun, Urban Planning
city clerk
(US) şehir hukuk müşaviri
city clerk
belediye memuru
city clerk
(Br) belediye memuru
city collections
şehir tahsilatı
city commission
şehir kurulu
city commission
belediye kurulu
city commune
kent komünü Noun, Politics-Intl. Relations
city companies
(Londra'da) gild ve loncalar Noun
city core
şehir hriin merkezi
city core
şehrin merkezi
city council
belediye meclisi.
city court
şehir mahkemesi
city court
(US) şehir mahkemesi
city court
şehirde kurulu mahkeme
city crest
şehir arması
city customer
şehir müşterisi
city desk
(gazetede) şehir haberleri bürosu.
city directory
ticarethaneler rehberi
city disobedience
vergi grevi
city district
belediye bölgesi
city dues
şehir hrie giriş vergisi
city dues
şehre giriş vergisi
city dump
çöplük.
city dweller
şehirli
city edition
şehir baskısı
city editor
(a) (gazete) yerel haberler yönetmeni, (b)
Brit. malî ve ticarî haberler yönetmeni.
city election
belediye seçimi
city employee
şehirde çalışan işçi
city employee
şehirde çalışan memur
city father(s)
şehir eşrafı/yöneticisi.
city fathers
belediye meclisi üyeleri Noun
city federation
(US) yerel kartel
city freedom
hemşerilik hakkı
city gas
şehir gazı
city gas
havagazı
city government
şehir yönetimi
city guide
şehir rehberi
city hall
belediye dairesi/sarayı.
city hospital
şehir hastanesi
city institutions
şehir kurulları Noun
city judge
sulh hâkimi
city judge
(US) sulh hâkimi
city levy
şehir vergisi
city limits
şehir sınırları Noun
city limits
şehir hrisınırları Noun
city man
borsacı
city man
(Br) işadamı
city manager
belediye başkanı/reisi.
city marshal
(US) emniyet amiri
city news
(Br) borsa haberleri Noun
city office
şehir bürosu Noun
city ordinance
(US) şehir nizamnamesi
city package
konaklama
city package
kent içi gezileri ve başka öğelerden oluşan paket gezi
city package
belirli bir kentte taşıma
city pair
bir hava yolculuğunun başlama ve bitiş noktaları Noun
city park
şehir parkı
city plan
şehir planı
city planner
şehir/belediye mimarı.
city planning
şehir planlaması.
city police
şehir polisi
city port
şehir limanı
city price
(borsa) rayici
city price
toptan fiyat
city property
belediye mülkü
city recorder
belediye mahkemesi hâkimi
city regulation
şehir nizamnamesi
city regulations
şehir nizamnamesi
city room
(a) (gazete/radyo) şehir haberleri bürosu, (b) şehir haberleri yönetmenleri.
city salesman
şehir içinde gezen satış mümessili
city scape
kentsel bir alanın genel görünümü
city services
belediye hizmetleri Noun
city slicker
slicker (2).
city slicker
slicker ile ayni anlama gelir. (a) dolandırıcı, düzenbaz, hilekâr, taşra halkını aldatan kurnaz
şehirli, (b) görgülü ve bilgili büyük şehirli.
city state
site devleti
city state
şehir devleti Noun, History
city surveying
şehir haritacılığı
city taxes
şehir vergileri Noun
city terminal
havaalanından başka bir yerdeki havayolu acentesi
city tour
şehir turu
city tour
kent gezisi
city traffic
şehir trafiği
city transport (transportation ,)
(Br) US şehir ulaştırması
city treasury
belediye veznedarı
city wall
sur
city wall
sur duvarı Noun
city walls
surlar Noun
city warrant
şehir veznedarlarının ödeme emri
city zone
(US) şehir bölgesi
city zone
kent kuşağı
city zone
şehir bölgesi
city zone
gazetenin anakent ve onun niteliklerini taşıyan anakente bitişik alanlardaki haberleri kapsayan bölümü
city zone
kent haberleri Noun
<city>-<city> run
<şehir>-<şehir> seferi Noun, Transport
enter the city limitations
şehir sınırlarına girmek Verb
extend the city boundaries
şehir sınırlarını genişletmek Verb
inner- city market
şehir içi gayri menkul piyasası
inter city railway
iki şehir arası işleyen tren
main city plan
nazım planı
master of city planning
(US) şehir planlama müdürü
rush of city life
şehir yaşamının fasılasız hareketliliği
English-Turkish phrases from Zargan's own database