pose

English-Turkish Translation

  1. vaziyet almak/takınmak.
  2. tavır takınmak, taslamak. … gibi görünmek.
    to pose as a doctor: doktorluk taslamak.
    to pose
    as a friend: dost görünmek.
  3. sahte/gösterişli tavır takınmak.
  4. vaziyet vermek, belirli bir vaziyette dikmek.
  5. arzetmek.
  6. soru halinde ortaya atmak.
    to pose a problem.
  7. (resim için) poz vermek.
  8. soru sorarak güç duruma düşürmek, şaşırtmak, hayrete düşürmek, susturmak.
  9. duruş, vaziyet, poz.
  10. takınılan tavır, eda.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

(artist , photographer) to pose
poz vermek Verb
strike a pose
bir duruşa geçmek Verb
strike a pose
bir poza bürünmek Verb
strike a pose
bir duruş almak Verb
pose a dilemma
ortaya zor bir durum çıkarmak Verb
pose a question
ortaya soru çıkarmak Verb
pose a serious threat
ciddi tehlike oluşturmak Verb
pose an obstacle
engel teşkil etmek Verb
pose as a hero
kahraman pozu takınmak Verb
pose attitudinizing
tavır
pose hazards
tehlike göstermek Verb
pose no problem
sorun oluşturmamak Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database