reconcile

  1. Transitive Verb barıştırmak, uzlaştırmak, anlaştırmak.
    to be reconciled: barışmak, uzlaşmak, anlaşmak.
    He had
    been reconciled with his friend.
  2. Transitive Verb aralarını bulmak, telif etmek.
    It is impossible to reconcile his story with the facts.
  3. Transitive Verb razı etmek.
    to reconcile oneself to doing sth: bir işi yapmaya razı olmak.
    to reconcile oneself
    to sth: bir şeye alışmak/ısınmak.
    to reconcile oneself to one's work: işine alışmak.
  4. Transitive Verb uyum/âhenk sağlamak.
işine kendini uydurmak Verb
uzlaşma Noun, Law
bir ihtilafı halletmek Verb
arayı yapmak Verb
bir şeye razı olmak Verb
tarafları uzlaştırmak Verb
iki görüş açısını bağdaştırmak Verb
barışmak Verb
vakanın gerçekleri ile uyum sağlamak Verb
yoksul hayatına alışmak zorunda kalmak Verb
araya girmek Verb