resident

  1. Noun, Civil Law yerleşik
  2. Adjective mukim
  3. Noun oturan (kimse), mukim, sakin, yerleşmiş kimse, yerli.
  4. Noun ihtisas yapan doktor, asistan, stajyer.
  5. Noun sömürgede/himaye altındaki ülkede hâmi devlet mümessili, vali.
  6. Adjective oturan, mukim, sakin, yerleşmiş, yerli.
  7. Adjective geçici görevli, geçici görevle bir yerde bulunan.
    The resident engineer of a highway department.
  8. Adjective (nitelik) temelli, aslında bulunan, doğal, doğuştan mevcut.
    Pungency is resident in pepper.
  9. Adjective ihtisas yapan, asistan.
    resident doctor.
  10. Adjective (kuş) yerli, göçmen olmayan.
yurtdışı yerleşikler Noun, Public Administration
yurtdışında yerleşikler Noun, Public Administration
sürekli ikamet etmek Verb
bir yerin mukimi olmak Verb
yerleşik vatandaş olmak Verb
ikamet hakkı olan gerçek kişi
kanunen ikametgâhı olan
bir yerin yerlisi
mukim elçi
(US) vatandaş
ikametgâh ettiği ülkenin vatandaşı olmayan
gecekondu sakini
bitince yerleşik kalan Information Technology
kış sakini
memleket dışında oturan
memleket içi döviz hesabı
yerel dağıtımcı
yerleşmek için ABD'ye gelen yabancı
iskân bölgesi
kolejde oturan
(US) Amerika'da oturan Amerikan vatandaşı
(US) ikametgâhı ABD'de olan vatandaş
amerika'da oturan amerikan vatandaşı
temsilciler meclisinde, himaye altındaki devletin (oy hakkı olmayan) mümessili.
şantiye mühendisi
saha mühendisi Noun
ikametgâh izni olan yönetici
içinde oturduğu gayri menkulün sahibi olan kimse
evde yatıp kalkan ve ev işlerine bakan kadın
evde yatıp kalkan kâhya
sulh hâkimi
mukim elçi
yerleşik kişi
hastane doktoru
hastahane doktoru
nöbetçi doktor
devamlı kapıcı
yatılı öğrenci
daimi temsilci Noun, Politics-Intl. Relations
ikamet vergisi
memleket içinde oturan vergi mükellefi
yurtdışında oturmak Verb
kolejde oturmak Verb
bir devletin vatandaşı olmak Verb
dışarıda ikamet eden İngiliz uyruklu kimseler Noun
ikametgâhı bir ülkede olmayan şahıs
ikametgâhı bir ülkede olmayan şahıs
bir ülkede ikamet eden şahıs