retained

  1. Adjective tutulan, alıkonulan, saklanan, muhafaza edilen, yinel.
alıkonulan temettü
şirket tarafından temettü olarak dağıtılacak yerde hisse senetlerine yatırılmış net gelir
alıkonulan ücret
dağıtılmayan kar
dağıtılmayan kâr
dağıtılmamış karlar Noun
yedek akçe
dağıtılma mış kârlar Noun
dağıtılmamış kar
birikmiş karlar Noun
kâr yedekleri Noun, Accounting
(US) dağıtılmayan kazanç
geçmiş yıl kârları Noun, Accounting
Geçmiş Yıllar Kârları Noun, Accounting
dağıtılmamış kârlar hesabı
işte alıkonulmuş olmak Verb
dağıtılmamış gelir
(US) dağıtılmamış gelir
yinel nesne: etken ve edilgen tümcelerde aynı şekli koruyan nesne.
“The picture was shown me”
ve
“They showed me the picture” tümcelerindeki

me
gibi.
yinel nesne tümleci: etken ve edilgen tümcelerde aynı şekli koruyan nesne tümleci.
“He was considered
a genius” ve
“They considered him a genius” tümcelerindeki

genius
gibi.
genellikle alıkoyulan kâr uzun vadede şirket genişlemesi için kullanılır ve bazen de buna dağıtılmamış kâr denir
alıkoyulan kâr
temettüilerin ve kâr paylaşımı primlerinin dağıtılmasından sonra bir şirkete geri kalan kâr
dağıtılmamış kâr
dağıtılmamış kar
dağıtılmamış kârlar Noun
(sigorta) reasüre edilmeyen riziko kısmı
yedek akçe olarak ayrılmış net gelir
dosyada saklanmak Verb
dosya da saklanmak Verb
geçmiş yıl zararları Noun, Accounting
asli net konservasyon prim geliri (Sedan'ın reasürans ödemelerinden sonra alıkoyduğu net prim geliri
(US) konsolide kâr ve zarar hesabı
dağıtılmamış karlar tablosu Noun