ruling

English-Turkish Translation

  1. hükümdarlık
  2. yargı
  3. hüküm
  4. hukuki karar
  5. cetvelle çizgi çizme
  6. çizgi
  7. egemen
  8. hakim
  9. hükümran
  10. başlıca
  11. belli başlı
  12. en güçlü
  13. kaide
  14. meri
  15. tarama
  16. Law karar
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

ruling class
egemen sınıf Noun, Sociology
ruling class
hakim sınıf Noun, Sociology
ruling class
yönetici tabaka Noun, Sociology
administrative ruling
idari tasarruf
administrative ruling
idari karar
Bosman ruling
Bosman kuralları Noun, Sports
commission ruling
kurul kararı
committee ruling
kurul kararı
company ruling
şirket kararı
court ruling
mahkeme nizam ve kaideleri Noun
decision to sustain the original ruling
direnme kararı Noun, Law
default declaratory ruling
hükmen tespit kararı Noun, Law
letter ruling
mukteza (vergiyle ilgili) Noun, Public Administration
letter ruling
özelge (vergiyle ilgili) Noun, Public Administration
make a ruling
hüküm vermek Verb
preliminary ruling
ön karar
revenue ruling
(vergiyle ilgili bir meselede vergi merciinden alınan) mükteza
revenue ruling
mukteza (vergiyle ilgili) Noun, Public Administration
revenue ruling
(vergiyle ilgili bir meselede vergi merciinin bildirdiği) görüş
revenue ruling
özelge (vergiyle ilgili) Noun, Public Administration
speaker's ruling
meclis başkanının kararı
stay a ruling
kararın yürütmesini durdurmak Verb, Law
stay a ruling
yürütmeyi durdurmak Verb, Law
tax ruling
mukteza (vergiyle ilgili) Noun, Public Administration
tax ruling
özelge (vergiyle ilgili) Noun, Public Administration
tax ruling
(vergiyle ilgili bir meselede vergi merciinden alınan) mükteza
tax ruling
(vergiyle ilgili bir meselede vergi merciinin bildirdiği) görüş
to give a ruling
karar vermek(mahkemenin yargılama esnasında karar vermesi)
treasury ruling
maliye bakanlığı emri
ruling case
içtihat
ruling classes
imtiyazlı (yönetici) sınıflar Noun
ruling house
hanedan
ruling house
sülale
ruling party
iktidardaki parti
ruling party
iktidar partisi Noun, Politics-Intl. Relations
ruling pen
tirlin
ruling price
piyasaya hâkim fiyat
ruling price
piyasa fiyatı
ruling rate
geçerli kur
as easy as ruling off a log
(US) çocuk işi
as easy as ruling off a log
kolay iş
be the ruling spirit in a firm
bir firmanın yetkilisi olmak Verb
calculated at the rate of exchange ruling on ..
'de geçerli kambiyo kuru üzerinden
give a ruling on the case
dava hakkında hüküm vermek Verb
the ruling classes
yönetici sınıf
English-Turkish phrases from Zargan's own database