rust

  1. Adjective pas rengi
  2. Noun
    rust iron ile ayni anlama gelir. pas, demir pası.
  3. Noun oksit, madenler üzerinde oluşan ince oksit tabakası.
  4. Noun şahsiyeti körleştiren, enerji ve azmi zayıflatan herhangi bir durum/koşul.
    The rust of idleness.
  5. Noun (bitkilerde) (a) ekin pası, kınacık, pas hastalığı:
    Uredinales sınıfından mantarların sebep olduğu
    hastalık, (b)
    rust fungus ile ayni anlama gelir. kınacık mantarı: bu hastalığı yapan mantar.
  6. Noun pas rengi, kırmızı-sarı, kızıl-kahverengi.
  7. Verb paslan(dır)mak, pas tutmak, oksitle(n)mek.
    Iron rusts.
  8. Verb köhneleşmek, eskimek, tembelleşmek, kullanmaya kullanmaya hüner/bilgi/ustalık ve maharetini yitirmek.

    To allow one's powers to rust . Don't let your mind rust during vacation.
  9. Verb pas rengini almak, pas renginde olmak, pas rengi vermek.
    The leaves slowly rusted.
  10. Verb kınacık/pas hastalığına tutulmak.
kara kınacık:
Puccinia mantarlarının sebep olduğu çeşitli bitki hastalıklarından biri.
paslı kabarcık: bitkilerde
Cronartium türü mantarların sebep olduğu, dallarda pas rengi kabarcıklar
şeklinde görülen bir hastalık.
paslatmak Verb
yaprak pası: yulaf ve çayır yapraklarında
Puccinia coronata küfünün sebep olduğu hastalık. Noun
tahıl pası, hububata ârız olan bir hastalık.
pas, demir pası.
yaprak pası: hububat yapraklarında
Puccinia türü mantarların sebep olduğu hastalık. Noun
buğday pası, sürme hastalığı.
rust ile ayni anlama gelir. pas, demir pası.
pas önleme
Averroes Noun, Names
Averroes Noun, Names
majority by a court decision
age of maturity
majority Noun, Law
majority of a person
man of estate
age of consent
lawful age
legal age
age of majority
age of capacity

Doğru yolu ... yolda gitme