scandal

  1. Noun utanca, rezalet, skandal.
    We can't afford another scandal in the government.
  2. Noun iftira, kovculuk, dedikodu.
    I wish you'd stop repeating scandal about your neighbors.
  3. Noun rezil/kepaze kimse, utandırıcı eylem.
  4. Transitive Verb iftira/dedikodu yayarak bir kimseyi rezil etmek/haysiyetini kırmak.
  5. Transitive Verb (bkz: disgrace ), (bkz: scandalize )
ailenin yüzkarası olmak Verb
rüşvet skandalı
gizli dinleme sonucu ortaya çıkan skandal
rezalet çıkarmak Verb
skandal yaratmak Verb
rezalet çıkarmak Verb
mali skandal
rezalete neden olmak Verb
skandal yaratmak Verb
rüşvet skandalı
skandalların kokusunu almak Verb
bir skandalı örtbas etmek Verb
bir skandala göğüs germek Verb
borç skandalı
umumun tanık olduğu skandal
rüşvet skandalı
bir skandalın içyüzünü araştırmak Verb
seks skandalı
bir skandalı örtbas etmek Verb
dedikodu yaymak Verb
casusluk skandalı
bir skandalı örtbas etmek Verb
bir skandalın örtbas edilmesi
vergi skandalı
skandal yaratmak Verb
çirkin rezalet
skandal haberleri yayıcısı
dedikodu gazetesi.
birine iftira etmek Verb
telekulak skandalı Noun
telekulak skandalı Noun
telekulak skandalı Noun