scrub

  1. Verb ov(ala)mak, ovuşturmak, fırçalamak.
    scrubbing brush: tahta fırçası.
  2. Verb yıkamak, ovalayarak/fırçalayarak temizlemek.
  3. Verb (gaz, buhar) arıtmak, tasfiye etmek.
  4. Verb (doktor/cerrah) ameliyattan önce ellerini ve kollarını sabunla ovarak yıkamak.
  5. Verb ertelemek, iptal etmek.
  6. Noun ov(ala)ma, ovuşturma, fırçalama, yıkama, ovalayarak/fırçalayarak temizleme, (gaz, buhar) arıtma.
  7. Noun çalılık, fundalık, maki, bodur ağaçlı orman.
  8. Noun cins olmayan/soyu karışık hayvan.
  9. Noun bodur/cüce insan, basit/önemsiz/ufak tefek eşya/kimse.
  10. Noun, Sports birinci takıma alınmayan oyuncu.
  11. Noun kısa kıllı fırça.
  12. Noun fırça gibi/kısa bıyık.
  13. Noun erteleme, iptal.
  14. Adjective bodur, cüce, ufaktefek.
  15. Adjective önemsiz, değersiz.
  16. Adjective çalılık, fundalık, bodur ağaçlı.
    scrub country.
dolaşan hemşire Noun, Medicine
sirküle hemşire Noun, Medicine
geçimini zar zor kazanmak Verb
tahta fırçası.
ameliyata girmeden önce ellerini ve kollarını iyice yıkayarak dezenfekte etmek Verb, Medicine
steril hemşire Noun, Medicine
yer meşesi, kurtluca
(Quercus ilieifolia, Q. prinoides).
bir siparişi iptal etmek Verb
bodur çam.
birşeyi iptal etmek Verb
birşeyden vazgeçmek Verb
birşeyi fırçalayarak çıkarmak Verb
birşeyi ovalayarak çıkarmak Verb
bir yeri iyice temizlemek Verb
bir yeri pırıl pırıl etmek Verb
ikinci takım, ikinci derecede oyuncuların oynadığı takım.
ellerini ve kollarını iyice yıkamak Verb, Medicine
scrub nurse Noun, Medicine