-
hastaca, hastalıklı, cılız, sıska, zayıf, hasta mizaçlı, daima keyifsiz.
a sickly child.
-
soluk, solgun, renksiz.
a sickly looking plant.
-
hastalıktan ilerigelen, marazî.
His face was a sickly yellow.
-
sağlığa elverişsiz, sıhhate zararlı.
sickly climate/region.
-
hastalık doğuran, hasta eden.
-
tiksindirici, mide bulandırıcı.
a sickly smell.
-
Transitive Verb benzini sarartmak/ soldurmak, hasta (gibi) göstermek.