sonradan

Turkish-English Translation

  1. afterwards
  2. Adverb subsequently
  3. since
  4. benefit of clergy
  5. posteriorly
  6. later on
  7. afterwares
  8. ulteriorly
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

sonradan (ayrıca , üste) talep etmek
to claim subsequently Verb
sonradan açılan bir dva sonucu dolaylı olarak elde etme
circuity of action
sonradan akla gelen bir fikir
afterthought
sonradan akla gelen düşünceler
on second thoughts Noun
sonradan alınacak paranın şimdiden harcanması
anticipatory expenditure
sonradan atılan tamamlayıcı imza
deferred signature
sonradan bir konuya dönmek
to return later to a subject Verb
sonradan çekmez
preshrunk
sonradan çıkarılmış aynı isimdeki bir kanunla kaldırılmıştır
lex commissoria
sonradan davaya katılan davalı
defendant added
sonradan deklare ederek gümrük vergisi ödemek
to pass a postentry Verb
sonradan doldurulmak üzere verilen imzalı kâğıt (vekâletname) doldurma yetkisi
authorization to fill in a blank
sonradan edinilen mülk
subsequenty-acquired property
sonradan eklemek
to tag on Verb
sonradan elde edilen vatandaşlık
acquired nationality Noun
sonradan ele almak üzere bir raporu dolaba kaldırmak
to pigeonhole a report for future consideration Verb
sonradan etki
afterwardness Noun, Psychoanalysis
sonradan etki
après-coup Noun, Psychoanalysis
sonradan evlenen ana ve babadan
special bastard
sonradan evlenme yoluyla çocuğa meşruiyet kazandırma
legitimation by subsequent matrimony
sonradan fikir yürütmek
to second guess Verb
sonradan gelen
subsequent
sonradan gelmek
to come along Verb
sonradan gerçekleşmek
to come to pass Verb
sonradan gizlice alınan fazla paranın kendisine iadesi
accomodation payment Noun
sonradan görme
nouveau riche
sonradan görme
new man
sonradan görme
arriviste
sonradan görme
beggar on horseback
sonradan görme
nouveau riche Noun
sonradan görme kişi
(Fr.) parvenue
sonradan hesaba geçirme
post entry
sonradan hesaplanan giderler
post mortem costs Noun
sonradan hesaplanan giderler
post-mortem costs Noun
sonradan kararan mürekkep
blue black
sonradan kazanılmamış
unconditioned
sonradan meşrulaştırılan çocuklar
mantle children
sonradan ödeme
back payment
sonradan ödenebilir
payable later
sonradan ödenecek
payable afterwards
sonradan ödenen gümrük vergisi
post entry
sonradan ortaya çıkan engel
joker
sonradan ortaya çıkan engeller
supervening frustration
sonradan ortaya çıkan kusur şartı
latent defect clause
sonradan sipariş vermek
to give a subsequent order Verb
sonradan tahakkuk ettirilen vergi
subsequent assessment
sonradan tahsil edilen alacak
bad debts collected
sonradan teslim
subsequent delivery
sonradan teslim etmek
to deliver subsequently Verb
sonradan vergilendirme
subsequent taxation
sonradan yapılan kayıt
subsequent entry
sonradan yapılan kayıt ydı
subsequent entry
sonradan yapılan muhasebe kaydı
subsequent entry
sonradan yapılan sigorta
subsequent insurance
sonradan yapılan sipariş
subsequent order
sonradan yapılan talepler
subsequent claims Noun
sonradan yer alan engeller
supervening frustration
sonradan yer alan olaylar
subsequent events Noun
sonradan yer alan şeyleri örtmek
to draw a veil over what followed Verb
(gelir vergisi) sonradan ödenen gelir vergisi
conscience money
(gümrük) sonradan deklare edilip yapılan giriş
postentry
(kambiyo senedi) sonradan yapılan değişiklik
material change
(rehinli tahviller) sonradan iktisap edilmiş varlık
after-acquired assets
akıl sır erdirememek akılı sonradan gelmek
to find something beyond comprehension to reverse a decision after it has been ma Verb
asıl tutarın sonradan saptanması şartıyla
deposit premium
bedene sonradan eklenen insan yapısı organ
prosthesis
bir adama evlenme vaat edip sonradan vazgeçmek
to jilt at sb Verb
bir durumun veya esprinin anlamını sonradan kavrama
double take
bir metne sonradan gizlice eklenen kısım
surreptitious passage in a manuscript
bir şeyin nitelik veya önemini sonradan anlama
hindsight
bir soruyu sonradan ele almak üzere ertelemek
to reserve a question for further consideration Verb
daha sonradan yapılan oylama ile bir öncekini iptal etmek
to unvote Verb
daha sonradan yapılmış vasiyetname
later will
emekli aylığını yükselen fiyatlara göre sonradan ayarlamak
to revalue a pension post-retirement in line with prices Verb
gazete içindeki sonradan eklenen tam sayfa
hi fi insert
gümrük resimlerini sonradan alma
subsequent levy of duties
gümrük resimlerinin sonradan alınması
subsequent levy of duties
hisseleri sonradan taahhüt etmek
to subsequent subcription Verb
konuşmasında bir konuya sonradan geri gelmek
to return to a point later in one's lecture Verb
konvoy sonradan katılan
convoy joiner
konvoya sonradan katılan
convoy joiner
prim miktarının sonradan ayarlanması
adjustment of premium
satın alınan malın sonradan teslim edileceği alışveriş
purchase for future delivery
sinema ya da televizyon filmine sonradan ses eklenmesi
post sync
unutulan bir şeyi sonradan eklemek
to supply an omission Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Sonra, daha sonra, bilâhare
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.