belleğinde hâlâ canlı tutmak
Verb
işinde henüz acemi olmak
Verb
varacağı yere daha üç mil olmak
Verb
bakır imbik
Noun, Food-Kitchen
bakır imbik
Noun, Food-Kitchen
bir tür viski imbiği.
Noun
kımıldamamak, hareketsiz durmak.
ancak, yine de, bununla beraber, buna rağmen.
hala emekleme döneminde
Verb
ne de, hele … hiç, … şöyle dursun. (olumsuz bir tümceyi izleyen tümceyi daha da olumsuz yapar).
He can't speak Turkish, still less English: İngilizce şöyle dursun Türkçeyi bile konuşamaz (Türkçe konuşamaz, hele İngilizce hiç konuşamaz).
It was not a merely scientific interest, even less was it a political one: Sırf bilimsel bir ilgi olmadığı gibi, siyasî bir ilgi hiç değildi.
natürmort, cansız/ölü doğa.
Noun
hala hayatta bulunan tanık
hâlâ hayatta bulunan tanık
Durgun sular derin olur. (Derin düşünen insanlar çok konuşmaz).
Adjective
(mahpus) hâlâ yakalanmamış olmak
Verb
hâlâ mükemmel çalışmak
Verb
(fiyatlar) yükselmeye devam etmek
Verb
hâlâ yürürlükte olmak
Verb
daha işin başında olmak
Verb
kabataslak halinde olmak
Verb
hâlâ yürürlükte olmak
Verb
hâlâ planlama aşamasında bulunmak
Verb
(gemi) hâlâ tamirde olmak
Verb
henüz işgal edilmemiş olmak
Verb
gene de arada dağlar kadar fark olmak
Verb
henüz inşaat halinde olmak
Verb
henüz müzakere edilmekte olmak
Verb
para sıkıntısını henüz atlatmamış olmak
Verb
belirsizliğini korumak
Verb
el de beş on kuruşu kalmak
Verb
elde beş on kuruşu kalmak
Verb
henüz gelişmekte olan sanayi
hala borçlu bulunulan büyük meblağlar
Noun
hâlâ borçlu bulunulan büyük meblağlar
Noun
bir kısmı karşılanmış bir kısmı henüz karşılanmamış siparişler
Noun
teklif imiz hala geçerlidir
birinin hâlâ hayatta olduğunu kanıtlamak
Verb
makine hâlâ işe yaramak r