Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
strangle
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
Verb
boğmak, boğazını sıkarak öldürmek.
I was so angry I could have strangled him
: Öyle kızdım ki neredeyse onu boğacaktım.
Verb
boğulmak.
He was strangleed in his bed
: Yatağında boğulmuştu.
Verb
(devamını/gelişmesini vb.) önlemek/durdurmak, bastırmak, susturmak, yok etmek.
to strangle the press
:
basını susturmak.
to strangle evil at its birth
: fenalığı doğmadan yok etmek.
to strangle a sneeze/a laugh
: kendini aksırmaktan/gülmekten alıkoymak.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
English Turkish Phrases
strangle a bill
bir yasa tasarısını engellemek
Verb
strangle hold
(a) güreşte boğma vaziyeti, (b) boğucu kuvvet/hakimiyet/etki.
strangle sb
gırtlaklamak
Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.