türlü

Turkish-English Translation

  1. species
  2. sort
  3. varied
  4. stew
  5. divers
  6. kind
  7. varietal
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

başka türlü
otherwise Adverb
çok türlü
heterogeneous Adjective
her türlü
all sorts of
her türlü
every
türlü (mali) taahhütleri bulunmak
to have various commitments Verb
türlü aletlerin uzunca
hammer
türlü amaçlı araç
all purpose vehicle
türlü amaçlı taşıt aracı
all-purpose vehicle
türlü değerli kâğıtlar borsası
miscellaneous market
türlü derecedeki ipotekleri birleştirme
to tack mortgages
türlü derecelerdeki ipotekleri birleştirme
to tack mortgages
türlü devlet istikrazlarının tevhidi
unification of different loans
türlü ek işler
ancillary duties Noun
türlü eşyaların birlikte yüklenmesi
multiple loading
türlü eylemlerin yapılmasını öngören şart
copulative conditions
türlü eylemlerin yapılmasını öngören şart
copulative condition
türlü girişimcilerin yaptığı ortak sağlık programı
cooperative health plan
türlü haberler
various pieces of news Noun
türlü hainlikler
manifold traitor
türlü hisse senetlerinin alım satımı
spreading operations
türlü ifa biçimlerinden birini tercih hakkı tanıyan akit
alternative contract
türlü insanlarla yakın temasa girmek
to touch elbows with many sorts of people Verb
türlü ırkları barındıran ülke
multiracial country
türlü kalitede mal üretmek
to manufacture goods in various quality Verb
türlü kişileri ortaklaşa bağlayan akit
joint convenant
türlü kişileri ortaklaşa ilzam eden akit
joint covenant
türlü kullanımları olmak
to have different uses Verb
türlü mallar
unascertained goods Noun
türlü malların satıldığı dükkân
variety shop
türlü meslekleri içeren sendika
multicraft union
türlü mükelleflerden vergi tarhı
extending a tax
türlü nedenlerden
for a variety of reasons
türlü ödeme şekilleri
payout variations Noun
türlü olayların ya da işlerin bir araya gelmesi
conjuncture
türlü renklerle alacalı bulacalı yapmak
to mottle Verb
türlü sebeplerle
on so many levels Adverb
türlü şeyleri içine alan torba veya küçük sandık odası
catchall Noun
türlü şeylerin toplamı
omnium
türlü türlü
various Adjective
türlü türlü
miscellaneous Adjective
türlü türlü eşyanın toplanması
miscellany
türlü türlü insanlarla yakın temasa gelmek
to touch elbows with many sorts of people Verb
türlü ürünlerin sürümünü taahhüt etmek
to take up a line of goods Verb
türlü yemeği
hodge podge
türlü yemeği
hotchpotch
türlü yollardan finanse edilen yatırım fonu
leverage company
türlü yorumlar
several interpretations Noun
türlü yorumlara açık
capable of varying interpretation
türlü yorumlara açık olmak
to admit of several interpretations Verb
(Fr .) her türlü ilerleme ve reforma karşı çıkan kişi
immobiliste
(kiraladığı şeyi terk eden kiracının ika etmiş olabileceği) her türlü hasardan sorumlu olmak
to be responsible for all dilapidations Verb
(yangın sigortası) her türlü yangın riski
common hazard
(zaman) bir türlü geçmek bilmemek
to hang heavy on one's hands Verb
adı bu türlü kullanılan kişi
eponym
askeri olmayan her türlü hizmet
civil service
bankalara tevdi edilen her türlü kâğıt
deposit slip
bankaların türlü alanlarda yatırım yapması
bank diversification
başka türlü göstermek
to dissimulate Verb
başka türlü ifade etmek
to put it otherwise Verb
başka türlü olmak
to alter Verb
başka türlü savunmaya geçmek
to shift one's ground Verb
başka türlü söylemek
to rephrase Verb
bilançoyu olduğundan başka türlü göstermek
to cook a balance sheet Verb
bir davayı türlü davalara bölmek
to split a cause of action Verb
bir hayır kurumu için türlü eski şeylerin satışı
rummage sale
bir hikâyeyi bozarak başka türlü anlatmak
to falsify a story Verb
bir işletmede her türlü hizmetin kiralanmış olduğu süre
close dates
bir kimseye her türlü olanağı sağlamak
to afford someone every facility Verb
bir konuyu türlü açılardan ele almak
to treat a question under several heads Verb
bir makaleyi türlü gazetelerde aynı anda yayımlamak
to syndicate an article Verb
bir mevkii bir türlü elinden bırakmak istememek
to cling onto office Verb
bir şey için türlü zahmete katlanmak
to go all out for sth Verb
bir şeye bir türlü ayrılmayacak şekilde bağlanmak
to be inseparably linked with sth Verb
bir şirketin ihraç edebileceği her türlü menkul değer
authorized stock
bir türlü birbirlerine ısınmamış olmak
to have never hit it off Verb
bir türlü geçmek bilmemek
to wear on Verb
bir türlü geçmek bilmeyen akıl hastalığı
obstinate cold
bir türlü inanamıyorum
I find it hard to believe that
birbirinin yerine geçebilen türlü nesnelere olan talep
alternate demand
biri hakkında her türlü yalan yaymak
to spread all sorts of falsehood about sb Verb
birine gerçek niyetlerini başka türlü göstermek
to mislead someone as to one's intentions Verb
birini her türlü sorumluluktan kurtarmak
to relieve someone of all responsibility Verb
birini her türlü sorumluluktan kurtarmak
to relieve someone from all responsibility Verb
birini memnun etmek için düşündüğünden başka türlü ağız kullanmak
to speak with one's tongue in one's cheek Verb
birleşmiş milletler her türlü ırk ayrımcılığının kaldırılması uluslararası
International Covenant on Economic
cinsel ilişkiye varmayan her türlü sevişme
heavy petting
el yazısı metinde başka türlü olmak
to read differently in the manuscript Verb
evlerini her türlü konforu haiz yaptılar
they have fitted their house up with all modern conveniences Noun
grev elebaşısını işten kovma veya başka türlü cezalandırma
to victimize a strike leader
grev elebaşısını işten kovma ya da başka türlü cezalandırma
to victimize a strike leader
gümrük vergileri dışında kalan her türlü vergi
internal revenue taxes
her türlü ...
all types of ... Adjective
her türlü ahlak kuralına karşı gelmek
to outrage all decency Verb
her türlü alçakça harekete hazır olmak
to be game Verb
her türlü arazide kullanılabilen taşıt aracı
all-terrain vehicle
her türlü aşınmaya dayanmak
to stand any amount of hardwear Verb
her türlü aşınmaya dayanmak
to stand any amount of hard wear Verb
her türlü avarya hariç taahhüt edilmiştir
warranted free of all average
her türlü avaryadan muaf
free of all average
her türlü banka muamelesi yapmak
to transact banking business of every description Verb
her türlü bankacılık hizmeti yapmak
to transact all types of banking Verb
her türlü bankacılık ve mali hizmetler
full range of banking and financial services Noun
her türlü beklenmedik zor duruma hazırlıklı olmak
to be ready for every emergency Verb
her türlü çareye başvurarak
by fair means or foul
her türlü çareye başvurmak
to apply all means Verb
her türlü çareye başvurmak
to application all means Verb
her türlü durum ve koşul altında
at all hazards
her türlü emanet yeri
omnibus deposit
her türlü emlak
biens
her türlü eşya nakliyesi şirketi
general haulier
her türlü fikir
all shades of opinion
her türlü görüşe açık olmak
to be open to all views Verb
her türlü halk sınıfı
great and small
her türlü hasardan ister istemez doğan tazminat
necessary damages
her türlü hava da dışarı çıkmak
to go out in all weathers Verb
her türlü hava şartında
come rain or shine
her türlü havada dışarı çıkmak
to go out in all weathers Verb
her türlü hesap işlerinde uzmanlaşmış kişi
general accountant
her türlü hizmeti veren banka
full-service bank
her türlü iş ve ticaret kuruluşu
enterprise
her türlü iş yapmak
to handle any sort of business Verb
her türlü kısıtlamadan kopmak
to break loose from all restraint Verb
her türlü kısıtlamayı bir tarafa bırakmak
to fling aside all restraint Verb
her türlü kolaylık
full facilities
her türlü konfor
(short form) all mod cons
her türlü kontrol dışına çıkmak
to break loose from all control Verb
her türlü kötülüğün sorumlusu olarak göstermek
to demonize Verb
her türlü külfet ve mükellefiyetten ari bir mülk almak
to get a property free from all encumbrances Verb
her türlü külfet veya mükellefiyetten ari bir mülk almak
to get a propertyfree from all encumbrances Verb
her türlü kuşku olasılığını bertaraf etmek
to exclude all possibilities of doubt Verb
her türlü mal satmak
to stock varied goods Verb
her türlü mal ticareti yapmak
to deal in goods of all kinds Verb
her türlü mal toptancısı
general-line jobber
her türlü mali alanda iş görmek
to function in all financial fields Verb
her türlü malı taşıyan bağımsız gemi
tramp steamer
her türlü menkul eşya
goods and chattels
her türlü modern konforu haiz
will all modern conveniences
her türlü modern konforu haiz
with all modern conveniences
her türlü olanağa başvurmak
to look round Verb
her türlü olasılığı hesaba katmak
to allow for all possibilities Verb
her türlü önyargıyı silkip atmak
to shake oneself free from all bias Verb
her türlü rekabete açık olmak
to be defying all competition Verb
her türlü rekabete göğüs germek
to defy all competition Verb
her türlü riske hazırlıklı olmak
to be prepared for all contingencies Verb
her türlü riske karşı
against all risks (A . A . R
her türlü riske karşı sigorta poliçesi
all risk s policy
her türlü rizikoya karşı sigortalanmak
to be insured against all possible risk Verb
her türlü rizikoyu göz önüne almak
to assume all risks Verb
her türlü sanat
all the trades
her türlü şartı karşılamak
to fill all requirements (every requirement) Verb
her türlü siyasi amaç
all manner of political goals
her türlü şüphenin dışında
above suspicion
her türlü şüpheyi dışta bırakmak
to preclude all doubts Verb
her türlü tamiratın kiracıya ait olduğunu öngören kontrat
full repairing lease
her türlü tarifin üstünde
surpass all description
her türlü tartışmaya set çekmek
to close the door upon any discussion Verb
her türlü tedbirden kaçınmak
to abstain from any measure Verb
her türlü tedbiri almak
to provide for everything Verb
her türlü tedbiri göz ardı etmek
to throw one's cap over the windmill Verb
her türlü vergiden bağışık tutulan yurtluk
allodial property
her türlü yatırımdan gelir temin etmek
to buy into Verb
her türlü yetkiyi elinden almak
to strip totally of any power Verb
her türlü yük için navlun ücretleri
freight-of-all-kinds rates Noun
her türlü zarar ziyan sigortası
all loss insurance Noun
her türlü zarar ziyana karşı sigorta
loss fully covered by insurance
her türlü zarar-ziyan
loss of damages
her türlü zarar-ziyan sigortası
all loss insurance Noun
her türlü zarar-ziyana karşı sigorta
loss fully covered by insurance
her türlü zihin meşguliyetinden ari olmak
to be free from all preoccupations Verb
içinde her türlü malın satıldığı büyük mağaza
superstore
içinde türlü ağaçların bulunduğu orman
mixed forest
iki türlü de etkili olmak
to work both ways Verb
maaşların bir türlü ödenmemesi
continous default Noun, Management
masasından bir türlü kalkamamak
to be chained to one's desk Verb
mevkii bir türlü elinden bırakmak istememek
to cling onto office Verb
müşterilerle ilgili her türlü bilginin bulunduğu tablolar
customer records Noun
müteahhidin her türlü rizikoya karşı poliçesi
contractor's all risk policy
olaya göre ileri sürülebilecek her türlü kanıt
casual evidence
olayları olduğundan başka türlü gösterme
misrepresentation of facts
oyunu türlü adaylara vermek
to split one's vote Verb
oyunu türlü adaylara vermek
to split one's ticket Verb
polisçe türlü adlar altında tanınmak
to be known to the police under various names Verb
şahsa bizzat tebligat dışında her türlü usulle yapılan tebligat
constructive service of process
tam sigorta (her türlü zararın karşılandığı sigorta türü
whole coverage
tek türlü oylama sistemi
first past the post system
ulusal paraya iki türlü değer verilmesi esası
multiple currency system
vb gibi basılarak hazırlanmış her türlü reklam için medyalar
printed word media
yatay yönde insan taşıyan her türlü araç
horizontal elevator
yatırımın türlü alanlara yayılması
diversity of investment
yatırımlarını türlü alanlara yapmak
to diversify one's investments Verb
çok turlu ihale
multiple round auction Economics
Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi
Convention on the Elimination of All Forms of Discrimination against Women Law
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Çeşitli, muhtelif
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.