tesis

Turkish-English Translation

  1. system
  2. Noun institution
  3. Noun facility
  4. works
  5. Noun establishment
  6. Noun formation
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

araştırma tesisi
research plant
atom gücü tesisi
nuclear energy plant
barış tesisi
peaceful settlement
boş zaman geçirme tesisi
leisure facility
damıtma tesisi
distillation plant Noun, Environment-Ecology
derin dondurma ile muhafaza etme tesisi
locker plant
donanma tesisi
naval establishment
dostluk tesisi
rapprochement Noun
elektrik tesisi
power installation
eleme tesisi
screening plant Noun, Mining
endüstri tesisi, sanayi tesisi
industrial plant
güçlendirilmiş aynî hak; mülkiyetin gayri aynî hak tesisi
establishment of incorporeal rights on property
hava tesisi
air installation
ısıtma tesisi
heating installation
kamyon üretim tesisi
truck manufacturing plant
kataforez tesisi
cataphoresis unit Noun, Transport
kırma tesisi
crushing plant Noun, Mining
kırma ve eleme tesisi
crushing and screening plant Noun
kırma-yıkama-eleme tesisi
crushing, screening and washing plant Noun, Mining
mükemmelleştirme tesisi
finishing plant
soğutma tesisi
refrigerating plant
soğutma tesisi
cooling plant
telefon tesisi
telephone installation
telekomünikasyon tesisi
telecommunication installation
Tesis bünyesindeki kombine destek hizmetleri (NACE kodu: 81.1)
Combined facilities support activities (NACE code: N81.1) Noun, Trades-Professions
Tesis bünyesindeki kombine destek hizmetleri (NACE kodu: 81.10)
Combined facilities support activities (NACE code: N81.1.0) Noun, Trades-Professions
tesis söküm ve çevre temizliği yükümlülüğü
asset retirement obligation Noun, Accounting
tesis söküm ve rehabilitasyon yükümlülüğü
asset retirement obligation Noun, Accounting
üretim tesisi
manufacturing plant
üretim tesisi
production plant
yakıt geri kazanım tesisi
fuel recycling plant
yazışma ile mal dağıtım tesisi
catalog ue distribution plant
yıkama tesisi
washing plant Noun, Mining
alternatif akımla çalışan tesis
alternating current plant
çok az ömrü kalmış hastaların bakıldığı tesis
hospice Noun, Medicine
devlet çe yönetilen tesis
government-operated plan
devletçe yönetilen tesis
government- operated plant
inşaat halindeki tesis
plant under construction
modası geçmiş tesis
out-of-date plant
pilot tesis
pilot plant
rakip tesis
competing plant
rakip tesis
rival plant
sabit tesis
stationary premises Noun
sahte tesis
decoy
sınai tesis
industrial plant
yan tesis
subsidiary plant
tesis amortismanı
depreciation of plant
tesis amortismanı
depreciation on plant
tesis bakımı
plant maintenance
tesis edilme
foundation Noun
tesis edilmiş
founded
tesis edilmiş
installed
tesis eksikliği
want of facilities
tesis etme
institution Noun
tesis etme
mounting
tesis etme
setting up
tesis etme
formation Noun
tesis etme
establishment Noun
tesis etme
constitution Noun
tesis etme
foundation Noun
tesis etmek
to institute Verb
tesis etmek
to build Verb
tesis etmek
to establish Verb
tesis etmek
to found Verb
tesis etmek
to bottom Verb
tesis etmek
to erect Verb
tesis etmek
to constitute Verb
tesis genişletme giderleri
cost of plant addition Noun
tesis içinde farklılık
inter-plant differential
tesis işletmesi
plant operation
tesis işletmesi
plant operations
tesis kapasitesinin tamamını kullanma
full utilization of plant (capacity)
tesis malları satışından elde edilen gelir
gains from sale of plant property
tesis müdürlüğü
plant management
tesis operatörü
plant operator Noun, Employment
tesis parası
trust fund
tesis senedi
memorandum of association
tesis senedi
deed of settlement
tesis senedi
deed of trust
tesis söküm ve çevre temizliği maliyeti
asset retirement cost Noun, Accounting
tesis söküm ve rehabilitasyon maliyeti
asset retirement cost Noun, Accounting
tesis ve makinelere yapılan yatırım
investment in plant and machinery
tesis ve teçhizata yapılan yatırım
investment in plant and equipment
tesis ve teçhizatı olmayan liman
unequipped port
tesis yönetimi
facilities management Noun, Management
tesis, fabrika; bitki
plant
Tesis, Makine ve Cihazlar
Plant, Machinery and Equipment Accounting
(gayri menkul) üzerinde herhangi bir hak tesis edilmemiş
free and clear
...'i yeniden tesis etmek
to restore ... Verb
alınan borca karşılık ipotek tesis eden borçlunun
leasehold mortgage
ayni irtifak (bir gayri menkul lehine tesis olunan irtifak
real servitude
bahçe tesis etmek
to make a garden Verb
barışı tesis etmek
to establish the peace Verb
barışı tesis etmek
to establish peace Verb
barışı yeniden tesis etmek
to restore peace Verb
barışı yeniden tesis etmek
to restore the peace Verb
bir arsaya ait tesis edilmiş bütün ipotek
abstract of title
bir fabrikaya yeni makineler tesis etmek
to equip a works with new plant Verb
bir gayrimenkul lehine tesis olunan irtibat hakkı
real servitude
bir hak tesis etmek
to establish a right Verb
bir makine tesis etmek
to install a machine Verb
bir mülk üzerinde ipotek tesis etmek
to place a mortgage on a property Verb
bir mülk üzerine ipotek tesis etmek
to place a mortgage on property Verb
birinci derece tesis edilmiş ipotek
(Br) first mortgage
birinci derece tesis edilmiş ipotek
first mortgage
eşya üzerine tesis edilmiş hizmet ve irtifak hakları
perpetual charge Noun
hak tesis etmek
to establish a right Verb
ilk tesis maliyeti
organization costs
inhisar tesis etmeyi önleyici mevzuat
anti-trust legislation
ipotek tesis eden borçlunun
leasehold mortgage
kamu borçları için tesis edilen fon
consolidated fund
meşruta tesis etmek
to found an entail Verb
öncelik tesis etmek
to establish priority Verb
piyasanın üzerinde hâkimiyet tesis edilmiş bölümü
market coverage
rehin hakkı tesis etmek
to create a pledge Verb
salahiyetle tesis etmek
to authorize Verb
sarf edilemeyecek tesis parası
nonexpendable trust fund
şirket tesis senedi
memorandum and articles of association
tröst mukavelesi ile tesis etmek
to declare a trust Verb
tröst mukavelesi tesis etmek
to declare a trust Verb
üzerinde herhangi bir hak tesis edilmemiş gayrimenkul
clear estate
üzerinde herhangi bir hak tesis edilmemiş mallar
unencumbered assets Noun
üzerinde herhangi bir hak tesis edilmemiş mülk
general property
üzerinde ipotek tesis edilen mülk
basis of a mortgage
üzerinde ipotek vb haklar tesis edilmemiş tapu kaydı
good and clear record title , free from encumbrances
üzerinde irtifak hakkı tesis edilmiş olan mülk
servient tenement
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Kurma, esâsını ... temelini atma
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.