the press

English-Turkish Translation

  1. matbuat
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

fight one's way through the press
kalabalıkta zorla ilerlemek Verb
member of the press
basın mensubu Noun, Media-Publishing
use the press as a vehicle for one's political opinions
basını kendi siyasal fikirlerinin aracı olarak kullanmak Verb
(not) to be available for the press
baskıya hazır (olmamak) olmak Verb
advertise something in the press
basında bir şeyin reklamıni yapmak Verb
be given a great buildup in the press
basından büyük destek görmek Verb
by the press
basılmak Verb
censorship of the press
basın sansürü
come from the press
son baskı olmak Verb
correct the press
baskı provasını düzeltmek Verb
correction of the press
tashih provası Noun
corrector of the press
düzeltmeci
corrector of the press
müsahhih
divulge secret information to the press
basına gizli bilgi açıklamak Verb
error of the press
baskı hatası Noun
figure in the press
basında sözü edilmek Verb
freedom of the press
basın hürriyeti.
freedom of the press
basın özgürlüğü Noun, Rights-Freedoms
freemasonry of the press
basının içgüdüsel birliktelik duygusu
fresh from the press
taze haber
gag the press
basının ağzını tıkamak Verb
gag the press
basını susturmak Verb
got up by the press
basın tarafından abartılmış
in the press
baskı da
in the press
baskıda
leak to the press
basına sızdırmak Verb
liaise with the press
basınla irtibat kurmak Verb
member of the press
basın üyesi
muzzle the press
basını susturmak Verb
muzzling of the press
basının susturulması
news hot from the press
son haberler Noun
notice by advertisement in the press
basın yoluyla ilan edilen bildiri
read for the press
gazetecilik okumak Verb
release a statement to the press
basına beyanat vermek Verb
release to the press
basına basın bülteni vermek Verb
representative of the press
basın temsilcisi
restriction of the freedom of the press
basın hürriyetinıkısıtlama
see a work through the press
bir eserin basılmasına nezaret etmek Verb
segment of the press
s basının kesimleri Noun
send a disclaimer to the press
basına tekzip göndermek Verb
statement to the press
basın beyanatı
subsidize the press
basını subvansiyone etmek Verb
subsidize the press
basına rüşvet vermek Verb
subsidize the press
basını sübvansiyone etmek Verb
suppress the press
basına sansür koymak Verb
the advantages that accrue to society from the liberty of the press
Basın özgürlüğünün topluma sağladığı faydalar Noun
the authorities finally disclosed the facts to the press
yetkililer sonunda gerçekleri basına açıklamak dılar Noun
through the medium of the press
basın kanalıyla
through the medium of the press
basın aracılığıyla
write a statement for the press
basına yazılı beyanat vermek Verb
write a statement for the press
basına yazılı bir beyanat vermek Verb
write for the press
basına yazmak Verb
writer for the press
basın yazarı
Office of Senior Press Counsellor of the Presidency
Cumhurbaşkanlığı Basın Başdanışmanlığı Noun, Organizations
Office of the Press and Public Relations Counsellor
Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği Noun, Organizations
press on the work
çalışmayı hızlandırmak Verb
press on with the work
bir işin çabuk bitirilmesi için üstelemek Verb
press on with the work
işin çabuk bitirilmesi için üstelemek Verb
press the starter of a vehicle
marşa basmak Verb
press the urgency of immediate action
acilen harekete geçilmesini talep etmek Verb
press/tread the grapes
(şaraplık) üzümü çiğnemek.
the Minister is expected to issue a statement to the Press on the subject
bakanın bu konuyu basına açıklaması bekleniyor
English-Turkish phrases from Zargan's own database