tomorrow

  1. yarın.
    Never put till tomorrow = to-morrow what you can do today: Bugünün işini yarına bırakma.

    tomorrow = to-morrow's: yarınki.
    tomorrow = to-morrow week: haftaya yarın.
    the day after tomorrow = to-morrow: öbür gün.
  2. gelecek, istikbal.
    a brighter tomorrow = to-morrow. tomorrow = to-morrow's world. Today's youth are
    the leaders of tomorrow = to-morrow .
yarın ilk iş Adverb
yarına işe gelmeme izni olmak Verb
yarın işe gelmemek için izni olmak Verb
bugün var yarın yok, geçici, çok kısa ömürlü.
gerçekleşmeyecek sözler
vaatler
yarından itibaren saymak arsak
yarın değil , öbür gün
yarın yapılacak toplantı
ertesi gün valörlü
bu saatte yarın nerede olacağım ?
yarın bayram
yarın sabah
yarınki
yarınki gazete
yarın akşam yapacak bir şeyi olmamak Verb
yarın.
Never put till tomorrow = to-morrow what you can do today: Bugünün işini yarına bırakma.

tomorrow = to-morrow's: yarınki.
tomorrow = to-morrow week: haftaya yarın.
the day after tomorrow = to-morrow: öbür gün.
gelecek, istikbal.
a brighter tomorrow = to-morrow. tomorrow = to-morrow's world. Today's youth are
the leaders of tomorrow = to-morrow .