unconscionable

  1. Adjective vicdansız, vicdanının sesini dinlemeyen.
    an unconscionable villain/liar.
  2. Adjective mantıksız, mantığa aykırı, makul olmayan.
  3. Adjective, Law insafsız, haksız, gaddar, zalim.
    unconscionable sales practices.
    an unconscionable rogue: yaman bir madrabaz.
  4. Adjective aşırı, pek fazla.
    Found an unconscionable number of defects in the car.
taraflardan birinin bir uzmana danışmaya zaman bulamadığından ötürü yapılan anlaşmanın adil olmadığının ortaya çıkması
bu tür anlaşmalar kanun nazarında geçersiz kılınabilir
vicdansız davranış