bölüm ve sayfasiyle, en ince ayrıntılarıyla, tam ve kesin olarak.
give chapter and verse: belge/kaynak
göstermek, belgelemek, tevsik etmek.
He told me chapter and verse where I could find information about Mevlâna.
özgür koşuk
Noun, Language-Literature
klâsik çağda altı- şar mısralı destanî şiir.
Noun
(özellikle 17-18'inci yy. İngiliz destan edebiyatında) 5 er mısralı destan şiiri.
Noun
taşlama, hicviye, hafif mizahî manzume.
Noun
bağlı şiir: 3 mısralık ilk kıtası bir şair, bunu izleyen 2 mısralık kıtaları başka şairler tarafından yazılmış Japon şiiri.
hiciv, Paroslu şair Archilochos tarzında hiciv.
sure
Noun, Religion-Faith
ayet-i kerime
Noun, Religion-Faith
söylenen/yazılan şeyi kanıtlayıcı kaynak göstermek.