Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
wanton
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
Adjective
sebepsiz, gayesiz, maksatsız, yersiz, düşüncesiz.
Adjective
insafsız, adalete ve insanlığa aykırı.
Adjective
şehvet düşkünü, zevk ve sefahat düşkünü.
Adjective
ahlâksız, iffetsiz.
a wanton woman.
Adjective
lüks ve gösteriş meraklısı.
Adjective
serâzat, başıboş, avare, şen, neşeli.
wanton curls.
Adjective
(bkz:
refractory
), (bkz:
rebellious
)
Noun
ahlâksız/şehvet düşkünü kimse, âşüfte, fahişe.
Noun
şen, şakrak, ele avuca sığmaz (insan/hayvan).
Noun
(bkz:
trifler
), (bkz:
dallier
).
Noun
şımarık kimse.
Transitive Verb
zevk ve sefahate dalmak, kendini ahlâksızlığa vermek, sefih bir hayat sürmek.
Transitive Verb
çok gelişmek.
Transitive Verb
aşırı davranmak, ileri geri konuşmak, sınır tanımamak, ileri gitmek.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
English Turkish Phrases
wanton act
muzip hareket
wanton aggression
kasıtlı saldırı
wanton and furious driving
kaygısızca tehlikeli araba kullanma
wanton and reckless misconduct
kaba ve dünyayı umursamayan davranış
wanton away
israf etmek, har vurup harman savurmak, sefahat yolunda tüketmek.
to wanton away one's inheritance. to wanton money away.
wanton child
yaramaz çocuk
wanton cruelty
sebepsiz zulüm
wanton destruction
acımadan yıkıp yok etme
wanton imagination
zengin muhayyile
wanton imagination
başıboş imgelem
wanton novel
açık saçık roman
wanton strike
kanunsuz grev
wanton vegetation
kontrolsüz büyüyen otlar
wanton woman
sefih kadın
wilful or wanton negligence
kasıtlı ihmalkârlık
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.