whistle

  1. Verb ıslık çalmak, ıslık/düdük öttürmek.
    The policeman whistled for the outomobile to stop.
  2. Verb ıslık gibi ötmek, ıslık sesi çıkarmak.
    This teakettle will whistle when it boils.
  3. Verb ıslıkla çağırmak/söylemek/ terennüm etmek.
    whistle a tune.
  4. Verb (ıslık gibi) vızıldayarak geçmek (mermi, rüzgâr vb.).
  5. Noun ıslık.
  6. Noun düdük.
  7. Noun ıslık sesi.
hobisine çok para harcamak Verb
bir şeyi pahalı ödemek Verb
içki içmek.
içki içmek, kafayı çekmek, boğazını ıslatmak.
bir köpeği ıslıkla çağırmak Verb
muhbir Noun
ihbarcı Noun
ihbar eden Noun
(a) (bir kimsenin/kurumun işine devamına) engel olmak, durdurmak, (b) muhbiri ele vermek, (c) herkese
duyurmak, açıklamak, etrafa yaymak, ihbar etmek, gammazlamak.
to blow the whistle on a conspiracy: suikast teşebbüsünü ihbar etmek.
birine ayak uydurmak Verb
şifreli söz, gizli imalar içeren ifade Noun, Language-Literature
son düdük Noun, Sports
düdük
polis düdüğü
laf atma
ıslıkla çalmak Verb
boşuna uğraşmak, elde edememek.
he/
she/
they can/
will whistle for it
k.d.
istediğini/istediklerini elde edemeyecek(ler),
mec. avucunu yalasın(lar).
"He wants his $50 back." "He'll have to whistle for it; I've no money left."
üstüne bir bardak su içmek Verb
fatiha okumak Verb
zor/tehlikeli bir durum karşısında cesur olmaya çalışmak, yiğitlik taslamak.
ıslıklamak Verb
hayret ıslığı
sıvışmak Verb
küçük istasyon, demiryolu boyunda küçük kasaba. Noun
kısa ziyaret: tiyatro trupunun veya politikacıların kısa süren ziyareti. Noun
kısa seçim konuşması
(US) özel vagonla seçim kampanyası yolculuğu
hiç yoktan yaratmak, imkânsızlık içinde başarmak.
whistle up some new ideas for lessons.
(US) itiraz etmek Verb
gammazlık etmek Verb
birini ele vermek Verb
birini ispiyonlamak Verb
birini gammazlamak Verb