wing

  1. Noun, Aviation kanat
  2. Noun kanat.
  3. Noun kol.
  4. Noun, Military yan, cenah.
  5. Noun uçuş.
  6. Noun, Aviation uçak kanadı.
  7. Noun uçuş/ilerleme/seyahat aracı/aleti.
  8. Noun, Architecture ek bina, binanın yan çıkıntısı.
  9. Noun koltuk kolu.
  10. Noun uçak müfrezesi.
  11. Noun açıkta oynayan futbolcu.
  12. Noun, Theatre yan oda.
  13. Noun, Anatomy (bkz: ala )
    . the wings of the sphenoid.
  14. Noun, Botany (a) tohum vb.'de kanat şeklindeki çıkıntı, (b) kelebek yapraklı çiçeklerin yan yaprağı.
  15. Noun kapı kanadı.
  16. Noun ok tüyü.
  17. Noun (politikada) kanat, siyasî grup. (bkz: left wing ), (bkz: right wing )
  18. Verb kanat takmak, kanatlan(dır)mak.
  19. Verb uç(ur)mak, uçarak geçmek.
  20. Verb havadan/uçarak nakletmek/götürmek.
  21. Verb kanadından yaralamak.
    to wing a bird.
sabit kanatlı Adjective, Aviation
sol cenah Noun, Politics-Intl. Relations
sol camia Noun, Politics-Intl. Relations
sol entelijansiya Noun, Politics-Intl. Relations
kol kanat germek Verb
himayesi altında, … tarafından korunan.
kanat açıklığı Noun, Aviation
cenah
alula (1).
sağ kanada ait olmak Verb
sağ kanatta olmak Verb
hopla-zıpla : zenci ve İrlanda oyunlarından alınmış bir dans. Noun
muhafazakâr kanat
üçgen kanat(lı): bazı süpersonik uçakların aynı zamanda yatay denge sağlayan üçgen şeklindeki kanadı.

a delta wing aircraft.
barışçı politika yanlısı
aşırı sol kanat
uçan kanat, gövdesiz uçak. Noun
hücum çizgisi gerisinde konumu değişen futbol oyuncusu. Noun
kapı kanadı
sol, solkanat: sosyal, politik ve ekonomik alanda mevcut düzeni yıkıp geniş kapsamlı devrim yapma yanlısı
olan parti/grup. right.
left1 (6). Noun
sol kanat, sol eğilimli parti/kurum vb. Noun
gemiyi kaderine bırakmak Verb
medya yapılanması Noun
savaşçı kanat Noun
askeri kanat Noun, Military
ek yapı
uçmakta, uçuşta.
on the wings of the wind: rüzgâr gibi, çok hızlı.
birinin himayesine vermek Verb
(politika) sağ kanat, sağcılar, tutucular, muhafazakârlar. Noun
döner kanat, düşey eksen etrafında dönerek uçmayı sağlayan kanat/pervane (helikopterdeki gibi).
kanunu pek ciddiye almamak Verb
(hikâye) biraz açık saçık olmak Verb
(US) yarım ABD doları Noun
elli sent
taktik harp filosu Noun, Military
havalanmak, uçmak, uçuşa geçmek.
solcu kanat
geleneksel kanat Noun, Politics-Intl. Relations
kadın kolları Noun, Politics-Intl. Relations
kadın yapılanması Noun, Politics-Intl. Relations
bir çırpıda 100 Sterlin kazanmak Verb
kanat gibi açılmış yelkenle.
kanat çırpma.
kelebekli cıvata.
=
wing cover
biy. kanat kını, böcek kanadının kabuğu.
arkası ve yanları yüksek koltuk.
resmî elbiseyle giyilen uçları kıvrık gömlek yakası
(İngiliz Hava Kuvvetlerinde) filo komutanı (yarbay), (b) ABD Hava ve Deniz Kuvvetlerinde) kanat/cenah komutanı.
kanat tüyleri.
yön değiştirici kanat, su akışının yönünü değiştiren engel.
kanatçık, uçak kanadının kalkış ve iniş hızlarını düzenleyen hareketli parçası.
kulis, sahne geri-panosu.
=
wing loading: kanat yükü, kanatların yüzey birimine isabet eden uçak ağırlığı.
kanat yükü
kelebekli/kulaklı somun. Noun
kelebekli somun.
gözlü radyatör
petekli radyatör
uçan kuşu avlama.
(a) uçan kuşa sıkılan tüfek, (b) uçan kuş avcısı.
(a) kanat ucu, (b) kenarı kıvrık ayakkabı burnu demiri.
hastaneye yeni bir pavyon ilave etmek Verb
alula ile ayni anlama gelir. kuş kanadının ucundaki 3 ilâ 6 küçük telek.
bir otele ek bir bina yapmak Verb
üçgen kanatlı uçak
kanadı gövdesinin üstünde uçak
ideolojik yelpaze
sol kartel
sol koalisyon
solun seçim zaferi
aşırı solculuk
solun kuvvetlenmesi
solcu hükümet
solcu militanlar Noun
sol muhalefet
solcu parti
solcu devrimi
solcu sosyalist
solcuların kazanması
sol oylar Noun
alt kanatlı uçak
aşırı sağcı
sağ muhalefet
sağcı parti
hareketli kanatlı uçak
bir eve yeni bir kanat inşa etmek Verb
bir eve ek inşaat yapmak Verb
Bir çözüm buluruz.
Bir şekilde hallederiz.