yargı

Turkish-English Translation

  1. idea
  2. provision
  3. opinion
  4. estimate
  5. judgement
  6. award
  7. Noun, Law determination
  8. Noun judgment
  9. verdict
  10. ruling
  11. decree
  12. Noun, Law pronouncement
  13. court decision
  14. verdict of jury
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

Adalet ve yargı organlarının faaliyetleri (NACE kodu: 84.23)
Justice and judicial activities (NACE code: O84.2.3) Noun, Trades-Professions
anayasa yargısı
constitutional jurisdiction Noun, Law
uluslararası yargı yetkisi
international jurisdiction Noun, International Law
yargı kararı
judicial decision Noun, Law
yargı yetkisinden feragat
relinquishment Noun, Law
yargısal işlemler
proceedings Noun, Law
adli ve idari yargı
ordinary and administrative courts Noun, Law
adli yargı
ordinary courts Noun, Law
askeri yargı
military justice Noun, Law
bağımsız yargı
independent judiciary Noun, Law
ertelenen yargı
deferred sentence
idari yargı
administrative justice Noun, Law
idari yargı
administrative courts Noun, Law
iki dereceli yargı
two-level jurisdiction Noun, Law
ön yargı
prejudice
öznel yargı
subjective judgment
şahsi yargı
personal judgment
yargı açısından değerlendirmek
to entertain Verb, Law
yargı alanı
jurisdiction Noun, Law
yargı alanı
sphere of jurisdiction
yargı bağımsızlığı
judicial independence Noun, Law
yargı bağımsızlığı
independence of the judiciary Noun, Law
yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı
independence and impartiality of the judiciary Noun, Law
yargı bağışıklığı
immunity from jurisdiction Noun, International Law
yargı bölgesi
judicial district
yargı çevresi
jurisdiction Noun, Law
yargı dairesi
jurisdiction Noun, Law
yargı dairesini genişletmek
to extend one's jurisdiction Verb
yargı dairesinin genişletilmesi
extension of jurisdiction Noun
yargı denetimi
judicial review Noun, Law
yargı erki
judicial power
yargı erki
the judicial authorities
yargı erki
judicial authority
yargı erki
judiciary Noun, Law
yargı görevini yapanı etkilemeye teşebbüs
attempt to influence judicial authorities Noun, Law
yargı gücü
judicator power
yargı gücü
judicial authority
yargı günü
judgement day
yargı günü
judgment day
yargı hakkı
jurisdiction Noun, Law
yargı hatası
mistake of judgment Noun
yargı içtihatları
jurisprudence Noun
yargı makamının emrine uyarak
ministerial act
yargı makamları
the court authorities Noun
yargı muafiyeti
legal immunity Noun, Law
yargı muameleleri
judicial process Noun
yargı organları
judicial bodies Noun
yargı paketi
judicial reform package Noun, Law
yargı reformu
judicial reform Noun, Politics-Intl. Relations
yargı teşkilatı
judiciary Noun, Law
yargı yeri
judicator tribunal
yargı yetkisi
judicial power
yargı yetkisi
judiciary power
yargı yetkisi
authority of the court
yargı yetkisi
the power to adjudicate
yargı yetkisi
adjudicatory power
yargı yetkisi
jurisdiction Noun, Law
yargı yetkisine sahip olan
jurisdictive Adjective, Law
yargı yetkisine sahip olmayan
jurisdictionless Adjective, Law
yargı yolu
judicial remedy Noun, Law
yargı yoluna başvurmak
to take legal action Verb, Law
yargı yoluna gitmek
to take legal action Verb, Law
… üzerinde yargı yetkisine sahip olmak
to have jurisdiction over … Verb, Law
… üzerinde yargı yetkisine sahip olmak
to have jurisdiction of … Verb, Law
ahlaki yargı melekesi
moral faculty
atanması yargı başkanlığınca yapılmamış avukat
junior
avukatın yetkili olmadığı bir yargı dairesindeki davada görev alma talebi
pro hac vice motion Noun, Law
bölge dışı yargı yetkisi
extraterritorial jurisdiction Noun, Law
fer'i yargı hakkı
ancillary jurisdiction
genel yargı yetkisi
general jurisdiction
hâkimin yargı hakkı
judge- made law
hâkimin yargı hakkı
judge-made law
hukuk davalarında yargı kararı
civil jurisdiction
idari yargı yetkisi
administrative jurisdiction Noun, Law
ihtilaflı yargı yetkisi
contentious jurisdiction Noun, Law
ihtiyari yargı yetkisi
optional jurisdiction Noun, International Law
ilk kez yargı önüne gelen bir konu
case of first impression Noun, Law
kendi yargı yetkileri dahilinde
under their jurisdiction
kişi bakımından yargı yetkisi
jurisdiction ratione personae Noun, Law
konu bakımından yargı yetkisi
subject-matter jurisdiction Noun, Law
konu bakımından yargı yetkisi
subject-matter jurisdiction, jurisdiction ratione materiae Noun, Law
münhasır yargı hakkı ve yetkisi
exclusive jurisdiction
münhasır yargı yetkisi
exclusive jurisdiction Noun, Law
rıza şartı bakımından yargı yetkisi
jurisdiction ratione voluntatis Noun, Law
sınır aşan yargı yetkisi
long-arm statute Noun, International Law
tam yargı davası
administrative action for damages Noun, Law
tam yargı davası
full-remedy action Noun, Law
tam yargı yetkisi
unlimited jurisdiction
temyiz mahkemesinin yargı yetkisi
appellate jurisdiction
tutuk yargı (hükümdarın adliye işlerine müdahalesi
star chamber proceedings
ülkesel yargı yetkisi
territorial jurisdiction Noun, International Law
üst yargı organları
higher judicial bodies Noun, Law
veraset mahkemesinin yargı yetkisi
probate jurisdiction
yasama, yürütme ve yargı organları
executive, legislative and judicial branches Noun, Public Administration
yer bakımdan yargı yetkisi
venue Noun, Law
yer bakımından yargı yetkisi
territorial jurisdiction, jurisdiction ratione loci Noun, Law
yetkili yargı makamları
competent legal authorities Noun, Law
yüksek yargı organı
appellate court Noun, Law
yürütme ve yargı kuvvetlerinin ayrılmaları
checks and balances Noun
zaman bakımından yargı yetkisi
jurisdiction ratione temporis Noun, Law
zorunlu yargı yetkisi
compulsory jurisdiction Noun, International Law
Türk Yargı Etiği Bildirgesi
Declaration of Judicial Ethics in Turkey Proper Name, Law
Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi
National Judicial Information System Proper Name, Law
Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP)
National Judicial Information System Noun, Law
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Bir iş, kimse veya şey hakkında ... vurularak varılan karar, hüküm
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.