anticipate

Geçişli Fiil sezmek, tahmin etmek, birşeyin vukuuna intizar etmek, önceden düşünmek/farketmek/hissetmek/nazarı itibara
almak.
We anticipate a lot of opposition to the new election act: Yeni seçim yasasına bir hayli muhalefet olacağını tahmin ediyoruz.
The nurse anticipated all the patient's wishes: Hastabakıcı hastanın bütün arzularını önceden nazarı itibara aldı.
Geçişli Fiil ummak, (merakla) beklemek.
to anticipate a favorable decision: Lehte bir karar ummak/beklemek.

He anticipated a good vacation in the mountains, but when the time came, he was sick.
Geçişli Fiil (başkalarından) önce davranmak.
The enemy anticipated us and seized the bridge: Düşman bizden
önce davranıp köprüyü zaptetti.
Geçişli Fiil (başkasından önce) yapmak/görmek/bulmak/cevap vermek.
The Chinese anticipated the European discovery
of gunpowder: Çinliler, barutu Avrupalılardan önce buldullar.
Geçişli Fiil önlemek, bertaraf etmek, savuşturmak.
to anticipate a blow: bir darbeyi önlemek.
Geçişli Fiil zamanından önce nazarı itibara almak, hazırlıklı bulunmak, önceden tedbir almak.
We anticipated that
the enemy would try to cross the river and seized the bridge.
Geçişli Fiil (a) borcu vadesinden önce ödemek, (b) ödenek gelmeden sarfetmek.

anticipate one's income

gelirinıönceden tüketmek Fiil

anticipate one's income

gelirini önceden tüketmek Fiil

anticipate one's income

gelirini eline geçmeden yiyip bitirmek Fiil

anticipate one's salary

maaşına mahsuben borç almak Fiil

anticipate one's salary

maaş avansı almak Fiil

eagerly anticipate

merakla beklemek Fiil

anticipate a bill

bir senedi vadesinden önce ödemek Fiil

anticipate a bill

senedin bedelini vadesinden önce ödemek Fiil

anticipate payment

önceden ödeme

anticipate payment

(US) vadesinden önce ödemek Fiil

ağızdan kapmak Fiil

Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.

İngilizce-Türkçe