Ingilizce-Türkçe Çeviri

  1. İsim, Eğitim dürtü
  2. Fiil
    drive away/off: kovmak, uzaklaştırmak, defetmek, kaçırmak.
    to drive away the flies. drive the dog away.
  3. Fiil fazla çalış(tır)mak, aşırı gayret sarfet(tir)mek.
    He drives his workers very hard.
    He drove
    himself to complete the project on schedule: Projeyi vaktinde tamamlayabilmek için çok sıkı çalıştı.
  4. Fiil sürmek.
    to drive a car/a mule/a horse/a cart.
  5. Fiil araba ile götürmek/gitmek, yol almak, mesafe katetmek.
    I drove her to the station. We drove 400 km without stopping.
  6. Fiil (makine) çalış(tır)mak, işle(t)mek, yürü(t)mek.
    The wind drives the windmill. This car drives easily.
    The engines drive the ship.
  7. Fiil zorlamak, icbar/tazyik etmek, mecbur etmek, sıkıştırmak, acele ettirmek, sevketmek, … etmek.
    drive
    crazy: deli etmek.
    That dog's barking drives me crazy. Hunger drove him to steal.
  8. Fiil çok ileriye götürmek, kendi lehine çevirmek.
    drive a bargain: pazarlığı kendi lehinde kabul ettirmek.
  9. Fiil (madencilik /inşaat) (a) kuyu/tünel açmak, delmek.
    to drive a well. to drive a tunnel through a mountain.
    (b) çakmak.
    to drive a nail.
  10. Fiil, Spor topa hızlı vurmak.
    to drive a golf ball.
  11. Fiil (av) (a) kovalamak, (b) araşttırmak.
  12. Fiil (kütükleri) akıntıya aşağı yüzdürmek/sürükletmek.
    The loggers drove the logs down the mill.
  13. Fiil sürüklenmek.
    The ship drove before the wind/ on the rocks.
  14. Fiil şiddetle atılmak/fırlamak.
  15. Fiil gütmek, sevk ve idare etmek, yürütmek, yedmek.
    to drive a motorboat.
  16. Fiil otomobil kullanmak/kullanmasını bilmek.
    She drives well. Don't drink and drive.
  17. Fiil şoförlük/otomobil ehliyeti almak.
    You can't drive until you're 18 years old.
  18. Fiil otomobil/araba ile gitmek.
    He drives to work.
  19. Fiil (amaca/hedefe ulaşmak için) gayret etmek, atılmak.
  20. İsim sürme, araba/otomobil kullanma.
  21. İsim araba gezintisi.
    a Sunday drive.
    go for a drive: araba gezintisi yapmak.
  22. İsim (hayvan) gütme, (nehirde kütükleri) sevketme.
  23. İsim sürü, (sürüklenen/sevkedilen) kütükler vb..
  24. İsim, Psikoloji dürtü.
    Hunger, thirst and sex are among the strongest human drives.
  25. İsim hamle, atılış, şevk, hız, sıkı çalışma.
    Her success was largely due to her great drive: Başarısını
    geniş ölçüde sıkı çalışmaya borçludur.
  26. İsim, Askerlik2 yarma, yarma taarruzu.
  27. İsim yardım toplama kampanyası, belirli bir maksat için toplu gayret/teşebbüs.
    drive for funds: para
    toplama kampanyası.
    The city had a drive to get money for charity: Belediye, hayır işlerine para toplamak için kampanya açtı.
  28. İsim sıkı girişim, kuvvetli teşebbüs, enerji, inisyatif, öncecilik.
    a person with great drive.
  29. İsim, Ticaret gayret ve zorlama, sürükleme, teşvik.
  30. İsim (a) araba yolu, uzun sokak (cadde/sokak adı olarak kullanılır).
    Riverside drive: kıyı yolu. (b)
    garaj giriş yolu.
    He left his car in the drive all night.
  31. İsim, Makine işletme/döndürme/tahrik mekanizması.
    gear/chain/belt drive: dişli/zincir/kayış ile işletme/döndürme.

    friction drive: sürtme ile işletme (mekanizması).
  32. İsim, Otomobil çekişli: işleyen/hareket eden.
    four wheel drive: dört tekerlekle çekişli.
    front wheel drive: önden çekişli.
  33. İsim, Spor topa vuruş, topun fırlayışı.
  34. İsim sürek avı.
  35. İsim, Mineroloji yatay veya eğik tünel/geçit.
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim

Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

drive a nail into one's coffin
mezarını kendisi kazmak, ömür törpüsü olmak, üzüntü veya içki ile ölümünü yaklaştırmak.
drive one out of one's wits
çileden çıkarmak, çıldırtmak, deli etmek.
drive one's car
kendi arabasını kullanmak Fiil
drive one's point home
bir noktayı kuşkuya yer bırakmayacak şekilde anlatmak Fiil
drive one's workman too hard
işçilerini çok çalıştırmak Fiil
drive one's workmen too hard
işçilerini çok çalıştırmak Fiil
driven
tahrik edilen, hareket ettirilen Sıfat, Makine
driving
tahrik eden, hareket ettiren Sıfat, Makine
four-wheel-drive (4WD, 4x4)
dört çeker Sıfat, Ulaşım
(auto) to drive
kullanmak Fiil
(pysch) drive
dürtü
(vehicle) to drive
sürmek Fiil
15 minutes drive
arabayla on beş dakikalık yol
advertising drive
reklam kampanyası İsim
all-wheel drive
bütün tekerlekleri tahrikli
all-wheel drive
bütün tekerlekleri motris
be lacking in drive
içinde heves olmamak Fiil
car drive
otomobil kullanma
caterpillar drive
tırtıllı işletme düzeni.
caterpillar track: tırtıl çarık zinciri.
caterpillar tractor:
katerpilar, paletli traktör.
caterpillar vehicle: paletli taşıt.
cattle drive
hayvan sürme
caution concealed drive
dikkat ! araç çıkabilir
chain drive
zincirli fren
chain drive
zincirle harekete geçirme
chain drive
zincirle harekete getirme
chain drive
zincirle tahrik
conscious drive
güdü
current drive
yürürlükteki sürücü Bilgi Teknolojileri
death drive
ölüm dürtüsü İsim, Psikanaliz
differential drive
diferansiyel dişli takımı
direct drive
doğrudan işletme düzeni
disc drive
aynalı işletici düzeni
disk drive
bilgisayarın manyetik diski üzerine bilgi yazan ya da disk üzerindeki bilgiyi okuyan aygıt
disk drive
disk sürücü Bilgi Teknolojileri
disk drive
disket sürücü
economy drive
tasarruf kampanyası İsim
export drive
ihracat arttırılması
export drive
ihracat kampanyası İsim
export drive
ihracat teşvik kampanyası İsim
export drive
ihracat seferberliği
fit to drive
araba kullanabilir
floppy disk drive
disket sürücü Bilgi Teknolojileri
fluid drive
(oto.) sıvılı/yağlı kavrama.
four- wheel drive
dört tekerlekli işletici düzeni
four-wheel drive
dört çekerli Ulaşım
four-wheel drive
dört tekerlekten tahrik
four-wheel drive
dört tekerleği işletici düzen
four-wheel(ed) drive
dört teker çekişli.
a jeep with four-wheel(ed) drive.
friction drive
sürtünmeli işletme: hareketi dişli çarklar yerine yüzey sürtünmesi ile ileten otomobil güç iletim sistemi.
front drive
önden çekişli
front- wheel drive
önden çekiş
front-wheel drive
önden çekişli, yalnız ön tekerlekleri motor gücü ile devinen (araç).
fund drive
yardım kampanyası İsim
gear drive
mahruti dişli
gear for four-wheel drive
arazi vitesi
go for a drive
arabayla gezintiye çıkmak Fiil
great drive
büyük yorgunluk
hydrostatic drive
hidrostatik tahrik İsim, Ulaşım
hydrostatic fan drive
hidrostatik fan tahriki İsim, Ulaşım
investment sales drive
sermaye yatırımları için propaganda kampanyası İsim
left-hand drive
soldan gidiş
let drive
vurmak, aşketmek, indirmek.
The boxer let drive a left to the jaw.
line drive
(beyzbol) alçak vuruş: topa alçaktan hızla gidecek şekilde yapılan vuruş. İsim
magnetic drive
manyetik kavrama
marketing drive
pazarlama kampanyası İsim
membership drive
üye propagandası İsim
motor drive
(başka makineleri işleten) elektrik motoru.
motor-driven: motorlu, motorla işleyen. İsim
out-put drive
üretimi artırma çabası İsim
partial drive
kısmi dürtü İsim, Psikanaliz
pleasure drive
gezinti
power drive
uçağın motorlu dalışı
proof drive
test
proof drive
(araba) deneme
rear drive
(araba) geri yapma
rearwheel drive
arkadan çekişli
rear-wheel drive
arkadan çekişli Ulaşım
recruiting drive
istihdam kampanyası İsim
sales drive
satış çabası İsim
sales drive
sürümün artması
sales drive
satış çabası (uygulanmakta olan satış kampanyası İsim
sales drive
sürümü artırma çabası İsim
sexual drive
cinsel dürtü İsim, Psikanaliz
shift into drive
vitese geçmek Fiil, Otomotiv Sanayii
shift into drive
vitese geçirmek Fiil, Otomotiv Sanayii
simultaneous drive
eşzamanlı tahrik İsim, Ulaşım
test drive
deneme
trial drive
deneme gezisi
trial drive
tecrübe seferi
wage drive
ücretlerin hareketi
worm drive
sonsuz vidalı işletme düzeni. İsim
drive a good bargain
iyi bir pazarlık etmek Fiil
drive a good bargain
iyi iş yapmak Fiil
drive a hard bargain
acımasızca çıkarını savunmak Fiil
drive a hard bargain
sıkı pazarlık etmek Fiil
drive a roaring trade
iyi iş çevirmek Fiil
drive a roaring trade
iyi iş yapmak Fiil
drive a roaring trade
çok iyi iş yapmak Fiil
drive a truck
kamyon sürmek Fiil
drive a tunnel through
tünel açmak Fiil
drive a wedge between
arasında uyumu bozmak Fiil
drive accident-free
kazasız (araba) sürmek Fiil
drive and initiative
etki ve girişim
drive at
kasdetmek, murat etmek, demek istemek, maksadı/meramı … olmak.
What is he driving at? Ne demek
istiyor?
I knew at once what he was driving at: Maksadını derhal anladım.
drive away
kaçırmak Fiil
drive away
kovmak Fiil
drive away
defetmek Fiil
drive back
geri dönmek, araba ile geri gitmek/götürmek.
drive bolt
zımba
drive by
araba ile geçmek.
drive by the map
haritaya bakarak araba kullanmak Fiil
drive crazy
çıldırtmak, delirtmek, deliye/çılgına çevirmek.
drive designator
sürücü göstergesi Bilgi Teknolojileri
drive down prices
fiyatları düşürmek Fiil
drive home
birinin farkına vardırmak Fiil
drive home
birinin kafasına sokmak Fiil
drive in
(a) zorla sokmak, (çivi vb.) çakmak, (b) zorla öğretmek/kafasına sokmak.
drive into
çekiçle vurarak çakmak
drive into a corner
köşeye sıkıştırmak Fiil
drive letter
sürücü adı Bilgi Teknolojileri
drive mad
çıldırtmak, delirtmek, deliye/çılgına çevirmek.
drive nails in
çivi çakmak Fiil
drive off
(otomobil vs ile) ayrılmak Fiil
drive off
(askerlik) geriye itmek Fiil
drive off
gitmek Fiil
drive on
(a) (birisini) itmek, ileri sürmek, (b) (araba vb. ile) durmadan ilerlemek.
drive out
kovmak, defetmek, (arabayı) sürüp çıkarmak.
to drive someone out of one's senses: bir kimseyi
zıvanadan çıkarmak, itidalini kaybettirmek.
drive out main street
ana yolda araba sürmek Fiil
drive out of
gitmeye zorlamak Fiil
drive pinion
mahruti dişli
drive recklessly
tehlikeli araba sürmek Fiil
drive recklessly
tehlikeli araba kullanmak Fiil
drive roaring trade
iyi iş çevirmek Fiil
drive sb
birini aşırı önlemler almaya zorlamak Fiil
drive screw
çakma vida: ağaca çekiçle çakılıp tornavida ile çıkarılabilen iri dişli vida.
screw nail ile ayni anlama gelir. İsim
drive shaft
işletici mil, işletme mili. İsim
drive slowly
yavaş gitmek Fiil
drive someone (mad
döndürmek Fiil
drive someone crazy
delirtmek Fiil
drive someone crazy
çıldırtmak Fiil
drive someone neurotic
birini sinirli yapmak Fiil
drive someone wild
deli etmek Fiil
drive someone wild
kudurtmak Fiil
drive something about
savurmak Fiil
drive stakes
minder sermek Fiil
drive system
tahrik sistemi İsim, Makine
drive through
katetmek Fiil
drive through
geçmek Fiil
drive through
durmadan geçmek Fiil
drive time
insanların evden işe ve işten eve giderken otomobil kullandıkları İsim
drive time
sürme zamanı
drive time
radyonun en çok dinlendiği dönem
drive to the dogs
mahvetmek Fiil
drive to the dogs
yıkmak Fiil
drive train
aktarma organları İsim, Ulaşım
drive up the prices
fiyatları yükseltmek Fiil
drive while intoxicated
sarhoş halde araba sürmek Fiil
drive while uninsured
sigortasız araba kullanmak Fiil
drive with caution
dikkatli araba sürmek Fiil
drive without lights
farları açmadan araba kullanmak Fiil
axle drive shaft
kardan şaftı
front wheel drive (FWD)
önden çekişli Sıfat, Ulaşım
front-wheel drive car
önden çekişli araba
left-hand drive (LHD)
soldan direksiyonlu Sıfat, Ulaşım
right-hand drive (RHD)
sağdan direksiyonlu Sıfat, Ulaşım
to drive away
dehlemek (argo) Fiil
to drive back
geri püskürtmek Fiil, Askerlik
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.