(a) gösteriş yapmak, gösteriş için ileri sürmek/meydana çıkarmak. 
 trot out one's knowledge: bilgiçlik  taslamak, malûmatfüruşluk yapmak. (b) (değişmeyen/basmakalıp şeyleri) ortaya atmak, tekrarlamak, söylemek. 
 He trots out his old jokes at every party. 
 trot out the usual excuse: her zamanki mazereti ileri sürmek.