a small

get a small return for one's money

parası karşılığı az bir kâr sağlamak Fiil

get only a small pims for one's money

parası sadece ufak bir kâr getirmek Fiil

get only a small profit for one's money

parası sadece ufak bir kâr getirmek Fiil

jam one's clothes into a small suitcase

giysilerini ufak bir valize tıkmak Fiil

stuff one's belongings into a small bag

öteberisini küçük bir çantaya tıkmak Fiil

a small dervish lodge

zaviye

a small portion of opium

hap (argo)

a small thin pancake

krep

at a small charge

ucuz

can one exist on such a small salary

bu kadar düşük maaşla idare edilebilir mi ?

carry on business in a small way

küçük çapta iş çevirmek Fiil

contribute to scientific progress in a small way

bilimin ilerlemesinde küçük bir katkısı olmak Fiil

dissuade a friend from marrying on a small salary

bir arkadaşı az bir maaşla evlenmekten vazgeçirmek Fiil

for a small fee

küçük bir ücret karşılığı

get only a small profit

sadece küçük bir kâr elde etmek Fiil

have a small labor content

bir şeyde işçilik payı az olmak Fiil

have a small labour content

bir şeyde işçilik payı az olmak Fiil

have a small property in the country

sayfiyede küçük bir mülkü olmak Fiil

have a small propertyin the country

sayfiyede küçük bir mülkü olmak Fiil

have spent a small fortune on books

kitaplara küçük bir servet harcamış olmak Fiil

in a small way

ufak ölçüde, küçük mikyasta.

lie in a small way

mütevazı hayat sürmek Fiil

live in a small way

mütevazı hayat sürmek Fiil

live in a small way

mütevazi bir hayat yaşamak Fiil

live on a small salary

ufak bir maaşla geçinmek Fiil

live on a small salary

küçük bir maaşla geçinmek Fiil

make a small model of something

birşeyin maketini yapmak Fiil

oil lamp shaped like a small glass bowl

kandil

on a small scale

az miktarda

skipper of a small fishing-boat

reis

spend a small fortune on books

kitaplara küçük bir servet harcamış olmak Fiil

trim a small slice off the debt

borçtan ufak bir dilimi silmek Fiil

used car with a small mileage

az kilometre yapmış kullanılmış araba

within the reach of a small purse

mütevazı bütçe ile alınabilir

write in a small hand

inci gibi yazmak Fiil

for the small fraction of a second

salise içinde

small violin played like a cello

kemençe