1. İsim yokluk, bulunmayış, bulunmama süresi, gıyap.
    Speak ill of no one in his absence: Kimsenin gıyabında
    kötü söz söyleme.
    sentenced in his absence: gıyaben mahkûm olmuş.
    absence of taste: zevksizlik, zevk yokluğu.
    in the absence of definite information: kesin haber alınmayışı hâlinde.
  2. İsim gaybubet süresi.
    a week's absence: bir haftalık gaybubet.
  3. İsim noksanlık, yetersizlik, mahrumiyet.
    absence of mind: unutkanlık, hafıza noksanlığı.
    the absence
    of proof: delil noksanlığı/yetersizliği.
    absence without leave = A.W.O.L.
    ask. izinsiz görevden ayrılma.
gıyabında Zarf, Hukuk
yokluğunda Zarf, Hukuk
gıyaben
gıyaplarında Zarf, Hukuk
iznin uzatılması
izin alma başvurusu
izinli olmak Fiil
biri yokken işleri idare etmek Fiil
müzmin devamsızlık
sürekli devamsızlık
mazeretsiz müzmin devamsızlık
mazeretsiz süreli devamsızlık
devamsızlık günü
namevcudiyet beyanı
gıyap kararı
gıyap kararı
gıyabında karar
birinin gelmemesini mazur görmek Fiil
mazeretli devamsızlık
müzmin devamsızlık
'nın bulunmaması halinde
müzmin devamsızlık
sürekli devamsızlık
(a) (maaşsız) izin, mezuniyet, (b) izin/mezuniyet süresi.
ara sıra gelmeme
ara sıra yapılan devamsızlık
gaiplerin muhakemesi
namevcut karinesi
kıstelyevm İşletme
biri için gıyabında hüküm vermek Fiil
gıyabında hüküm giymiş
gıyabında mahkûm olmuş
mazeretsiz devamsızlık
arasıra vuku bulan devamsızlık
görüş yokluğu
amaçsızlık
rıza yokluğu
yetki yokluğu
mutabakat noksanlığı
hüküm bulunmaması
kasada para olmaması
hükmün bulunmaması
bedel vermeme
gümrük korumasının yokluğu
görgüsüzlük
unutkanlık
yenileme yapılması gereken bir makamın yenilenmemiş olması
mantıksızlık
zevksizlik
devamsızlık nispeti
mazereti olmadan mevcut bulunmamak Fiil
mazereti olmadan mevcut bulunmamak Fiil
bulunmadığı takdirde gıyabında
tersini ispatlayacak delil bulunmadığından
mukabil delil olmadığı takdirde
tersinıispatlayacak delil bulunmadığından
bir itiraz bulunmadığından
aksini ispatlayacak delil bulunmadığından
destekleyicilerin büyük çapta bulunmaması