1. heves, arzu, istek, ihtiras, yükselme ihtirası.
    It was his ambition to be an actor: Aktör olmak hevesinde/arzusunda idi.
  2. gaye, şiddetle arzu edilen/erişilmek istenen şey.
    The crown was his ambition: Gayesi tahta çıkmaktı.
  3. şevk, çalışma heves ve arzusu/enerjisi.
    He has plenty of drive and ambition: Çalışma heves ve gayreti sonsuzdur.
  4. heveslenmek, heves/arzu etmek.
kişinin büyük arzusunu gerçekleştirmesi İsim
gözü büyükte olmak Fiil
tutkunun en yüksek noktası İsim
bütün tutkuları bir yana bırakmak Fiil
birine yaltaklanmak Fiil
tutkunun tahrikiyle
tutkusunun doruk noktasında
tutku uyandırmak Fiil