1. Fiil dilenmek, dilencilik yapmak.
    He cadges dimes from passers-by.
  2. Fiil dolandırmak, yürütmek.
    to cadge $5 from/off somebody.
    He's always cadging: Dolandırıcının biridir.
  3. Fiil beleş geçinmek, beleşçilik yapmak,
    argo anaforlamak, anafordan geçinmek, otlamak, başkasının sırtından
    geçinmek.
    to cadge lunch from/off someone: yemek parasını birisine ödetmek.
    to cadge a lift from/off someone: beleşten birisinin arabası ile gitmek.
bedava dağıtılan şeyleri toplamak Fiil
otlakçılık etmek Fiil
kendine yemek ısmarlanmak Fiil