1. kopça, toka, kanca.
    a clasp on a necklace. The clasp on his belt had broken, so he had to hold his trousers up.
  2. (el) sıkma, kucaklama.
  3. kenet, kavrama.
  4. askerî nişan veya madalya üzerinde bunun kazanıldığı harekâtı belirten küçük madenî levha.
  5. kopçalamak, tokalamak, tokasını/kancasını takmak, bağlamak.
  6. toka/kopça/kanca koymak.
  7. (sımsıkı) tutmak, kavramak, yakalamak.
    to clasp someone's hand. He clasped the money in his hand.
  8. kucaklamak, sarılmak, sıkmak.
iğneli küçük nişan şeridi
postalama maşası İsim
kravat iğnesi. İsim
sustalı çakı. İsim
el sıkışıyla
el sıkışma ile