1. (a) raslamak, tesadüfen karşılaşmak/bulmak, keşfetmek, meydana çıkarmak, rastgelmek.
    to come upon
    a secret: bir sırrı keşfetmek/meydana çıkarmak. (b) (korkuya vb.) kapılmak.
    Fear came upon him: Korkuya kapıldı. (c) iddia etmek, (hak) talep etmek.
    to come upon someone for a sum of money: birisinden alacak iddia etmek.
    to come upon someone for $ 1000 damages: birisinden $1000 tazminat talep etmek. (d) aklına gelmek, hatırlamak.
    It came upon me that I had seen that man before: O adamı daha önce gördüğümü hatırladım.
gizli bir hazine bulmak Fiil
birinin üstüne çökmek Fiil
biriyle karşılaşmak Fiil
birine rastlamak Fiil
birine tesadüf etmek Fiil
birinden para çekmek Fiil
nafaka istemek Fiil
tazminat talep etmek Fiil
birine tazminat davası açmak Fiil
birini gafil avalamak Fiil
birşey keşfetmek Fiil
birşey bulmak Fiil
birşeye denk gelmek Fiil
birşeye rastlamak Fiil
birşeye tesadüf etmek Fiil
(a) (birinin) üstüne yürümek, (b) itham etmek.