1. şerefsizlik, namussuzluk, haysiyetsizlik.
    I would rather die than live in dishonor = dishonour.
  2. utanç, leke zül.
    His desertion from the army was a dishonor = dishonour to his family/brought dishonor
    = dishonour to his family.
  3. ayıp, rezalet.
  4. (çeki/senedi) kabul etmeme, karşılığını ödememe.
  5. şerefine halel getirmek, namusuna leke sürmek, haysiyetini kırmak/ihlâl etmek.
  6. ırzına/namusuna tecavüz etmek, ırzına geçmek, zorla iğfal etmek.
  7. (çek, senet vb.) ödemeyi reddetmek, karşılığını ödememek.
ailesinin şerefine halel getirmek Fiil
sözünü tutmamak Fiil
sözünü tutmamak Fiil
bir poliçeyi ödememek Fiil
(US) Br karşılığı olmadığı için bir çeki ödememek Fiil
senedi kabul etmemek Fiil
bir poliçeyi kabul etmeme
bir poliçeyi ödememe
milletin şerefine getirilen halel
bir senedi ödememek Fiil