1. flounce away/off/out
    etc.: (öfke ile/sabırsızlıkla) fırlamak, atılmak, elini kolunu sallayarak
    yürümek.
    She flounced out of the room in a rage.
  2. kıvırtmak, (vücudunu) kıvırmak, bükmek.
  3. (öfke vb. ile) fırlama, fırlayış, atılış.
  4. (kadın elbisesinin eteğinde) fırfır, farbala, kırma, volan.
  5. (etekliği) fırfır/farbala/kırma ile süslemek, kırmalamak, farbala/kırma/volan koymak.