sevk etmek Fiil
öncü
göndermek Fiil
ilerletmek Fiil
forvet İsim, Futbol
ileri Zarf
iletmek Fiil
ileriye giden
yollamak Fiil
geliştirmek Fiil
yönlendirmek Fiil
ileriye doğru İsim
atak
aktarmak Fiil
ileri(ye) Bilgi Teknolojileri
marş
ileri almak Fiil
vadeli alım-satım
ileri geri
ileriye nakledilen hesap bakiyesi
(a) göstermek, meydana çıkarmak, ortaya koymak, (b) ileri sürmek, ortaya atmak.
to bring forward an
opinion. (c) hesap yekûnunu nakletmek.
brought forward: nakliyekûn.
dava dilekçesi vermek Fiil
delil ileri sürmek Fiil
bir öğrenciyi kayırmak Fiil
öğrenciye iltimas geçmek Fiil
iltimas geçmek Fiil
bir öğrenciye iltimas geçmek Fiil
tanık getirmek Fiil
beyan etmek Fiil
gündeme getirmek Fiil
hesaplamak Fiil
birşeyi öne çekmek Fiil
birşeyi öne almak Fiil
nakl-i yekûn olarak aktarılmış
nakl-i yekûn
kârın nakli yekunu
vadeli satın almak Fiil
(mal) taşıma ücretini alıcısı ödeyecek.
bir hesabın son satırına yazılan sözcükler
bir sonraki hesaba ya da hesap defterinin daha ilerideki bir sayfasına nakledilmesi gereği doğmuş bir toplamı göstermek üzere
(bir hesap bakiyesinin) bir sonraki muhasebe dönemine devredilmek Fiil
bir kalemin nakli yekûnunu yapmak Fiil
(a) ilerle(t)mek, ileri götürmek, devam et(tir)mek, terakki kaydetmek, (b) (hesabı/toplamı) yeni sayfaya
geçirmek/aktarmak, (c) carry back (b), (d) sürdürmek, devam ettirmek, teşmil etmek.
He does not carry over his business ethics into his personal relationships.
bir kalemi yeni devre nakletmek Fiil
rakamları toplayıp dökümünü yapmak Fiil
nakl-i yekûn yapmak Fiil
bakiyeyi nakletmek Fiil
nakl-i yekûn yapma
nakliye bedelini ödemek (alıcı tarafından
nakliye ücretinin malın alıcısı tarafından ödeneceğini belirten ibare
(a) meydana çıkmak, öne atılmak, adaylığını koymak, gönüllü olarak bir işe talip olmak.
Only 2 people
have come forward for election to the committee. (b) satışa/kullanılmaya hazır olmak.
How many cars are expected to come forward this month?
kefil olmak Fiil
(alacaklılar) meydana çıkmak Fiil
ileri doğru uzanmak Fiil
öne doğru itişmek Fiil
ileri üşüşmek Fiil
ileriye
ileri bir tarihi koymak Fiil
ileri tarih koyma
nakliyekûn edilen borç bakiyesi
yavaş yavaş ilerlemek.
dirsek atarak ilerlemek Fiil
öne doğru başarısızlık (risk alan şirketlerde , bir ürün , strateji , örgütsel bir değişiklik vs'yi denedikten
sonra , bunların işlememesi durumunda b
daha ileriye/ileride.
He is farther on (forward) than his brother: O kardeşinden ileridir.
We're
no farther forward after all that: Bütün gayretimize rağmen daha fazla ilerleyemedik. far, farthest
geleceğe gitmek Fiil, Sinema
zamanda ileriye gitmek Fiil, Sinema
telefon çağrısını geçirmek Fiil
vadeli hesap
nakliyekûn
vadeli alıcı
ileride ilerde teslim edilmek üzere satın alma
eşyayı ekspresle göndermek Fiil
vadeli sözleşme
vadeli satış sözleşmesi
döviz satın alanı veya satanı beklenmeyen kur değişikliklerinden korumayı amaçlayan ileriye yönelik bir
döviz anlaşması düzenlemesi
erken mahsullü
erken mahsul
ileriye tarih atma
standart bir mal türünü gelecekte belli bir fiyattan almak ya da satmak için sözleşme
genellikle emtia piyasasında
ödeme ya da teslimat için önceden kararlaştırılan ileri bir tarihte gerçekleştirilecek olan bir sözleşmenin yapılması
ileri savunma
vadeli teslimat
(borsada) ilerideki bir tarihte teslim
vadeli döviz işlemleri İsim
vadeli kambiyo alım-satımı
borsa da dövizle yapılan vadeli işlemler
vadeli alım-satım döviz kuru
bir nesne veya malın hemen teslim durumunda cari ya da spot fiyatından farklı olarak
ilerdeki tespit edilmiş bir tarihte yapılan teslimatta geçerli olan fiyat
vadeli döviz işlemi İsim, Bankacılık
ileri vites İsim, Ulaşım
ileri mevzi topu
ileriye doğru entegrasyon
ileri bir tarihte yapılacak teslim ve ödemelerle ilgili vadeli piyasa
vadeli döviz piyasası
ileri hareket
borsada vadeli muamele
fikirlerini ifade etmek Fiil
(Br) vadeli döviz mumameleleri opsiyonu
vadeli döviz muameleleri opsiyonu
vadeli sipariş
borsada vadeli muamelelerde satın alma emri
göğüs
ileri pas: topun muhasım kaleye doğru atılışı. İsim
ileride kararlaştırılmış bir tarihte yapılacak teslimatta geçerli fiyat
düşüncesiz protesto
acele protesto
vadeli alış
vadeli alım
vadeli fiyat
vadeli işlem oranı
ileri bir tarihte teslim edilmek üzere satın alınan veya satılan dövize uyg
gelecekteki kur İsim, Bankacılık
geleceğe ait tahminlerin yapılabilmesi için hazırlanan belgeler ve bunların hazırlanması için uygulanan muhasebe
(borsa) vadeli muamele
kullanılması gereken dönemden çok önce malzeme stokları satın alan kişi
geminin baş tarafındaki kamara
ileri (doğru) kanal
vadeli satış sözleşmesi
erken elde edilen ürün
ileri tarih atma
(Br) vadeli muamele
(Borsa) vadeli alım satım
vadeli dolar İsim
tahmini finansal tablolar İsim
ileriye doğru bütünleşme
ileri hareket
vadeli muamele
şimşek gibi çakan fikir
gelecek planlama
vakitsiz acele protesto
vadeli alım
vadeli kur (ileri bir tarihte teslim edilmek üzere alınan veya satılan dövize uygulanan kur
ön yer
vadeli satıcı
ilerici düşünme
vadeli satış
vadeli satışlar İsim
birinin planlarını uygulamak Fiil
vadeli menkul kıymetler İsim
vadeli satıcı
açık fikirli devlet adamı
ileri adımlar
ileri adımlar İsim
ileri hat stratejisi
çatal kuvveti
vadeli muamele
vadeli işlem
vadeli alım-satım işleri İsim
varış limanında ödenecek navlun
navlun malların varışında ödenecektir
bu tarihten itibaren
ilerlemek Fiil
ilerlemek Fiil
devredilen kâr
kendini ileri atmak Fiil
çok istemek Fiil
heyecanla beklemek Fiil
dört gözle beklemek Fiil
can atmak Fiil
hevesle beklemek Fiil
ummak Fiil
birşeyi dört gözle beklemek Fiil
birşeyi heyecanla beklemek Fiil
ilerlemek, ileri yürümek.
(askerlik) ilerleme
vadeli opsiyon
(Br) vade günü saptanabilen vadeli döviz muamelesi
nakliyekûn yapmak Fiil
uzun forvet İsim, Spor
nakledilen kâr
kâr beklentisi
ilerici ileriye doğru bütünleşme
vadeli satın almak Fiil
ilerletmek, ileri sürmek/itmek/götürmek.
kendini göstermek Fiil
(a) sunmak, takdim etmek, önermek, arzetmek, teklif etmek, ileri sürmek.
He put his name forward as
candidate: Aday olarak kendi adını ileri sürdü.
put oneself forward: sokulmak, girginlik göstermek, kendini öne sürmek.
put one's best foot forward
foot1 (39). (b) saat, zaman, program, başlama saati vb.) öne almak, ilerletmek.
bir talepte bulunmak Fiil
teklif öne sürmek Fiil
bir teklif öne sürmek Fiil
bir fikir yürütmek Fiil
bir fikir ileri sürmek Fiil
kendini ortaya atmak Fiil
vadeli satmak Fiil
ileride teslim şartıyla satmak Fiil
ilerde teslim şartıyla satış yapmak Fiil
vadeli satmak Fiil
(a) ilerletmek, (saati) ileri almak, ilerlemesini desteklemek, (b) yola koyulmak.
kısa forvet İsim, Spor
spot vadeli teslim farklılıkları İsim
dürüst
nakledilen yekûn
(fiyatlar) yükselmek Fiil
ilerletmek.
ilerlemek, ileri yürümek, yürüyerek ilerlemek.
harfiyyen tercüme