ev, aile ocağı, yuva.
He left home at the age of 17. My home is in Ottawa.
İsim
konut, mesken, ikametgâh.
stately home: kâşâne.
last home = long home: mezar.
İsim
yurt, bakımevi.
convalescent home = rest home = nursing home: dinlenme/huzur evi, bakımevi, şifa yurdu.
İsim
yurt, vatan, anavatan, memleket.
Turkey is my home.
İsim
(oyunlarda) hedef, amaç.
İsim
bir şeyin doğduğu/icat edildiği/geliştiği yer.
New Orleans is the home of jazz.
İsim
iç, dahilî, yerli.
home consumption: iç tüketim, dahilî istihlâk, yurt içinde tüketilen maddeler.
home trade
Brit. iç ticaret.
Sıfat
yerel, mahallî.
the home team. (b) takımın bağlı olduğu kentte oynanan.
a home game.
Sıfat, Spor
etkili, müessir.
a home thrust.
Sıfat
eve, evde, eve doğru, evin(d)e, yuvasın(d)a, aile ocağın(d)a.
I'm home: Evdeyim, eve geldim.
Zarf
derin, içten, yürekten, vicdanen.
Zarf
hedefine, amacına, gayesine.
Her arguments hit home: İtirazları amacına ulaştı.
Zarf
(a) istenilen durum(d)a.
Sails sheeted home. (b) yerli yerin(d)e, herzamanki konumun(d)a.
The anchor is home. (c) gemiye doğru.
to bring the anchor home.
Zarf, Denizcilik
yerleşmek, yuva kurmak, mesken/yurt edinmek, oturmak, ikamet etmek.
Fiil
eve getirmek/göndermek.
Fiil
yerleştirmek, iskân etmek.
Fiil
hedefe yöneltmek, (otomatik kumanda vb. ile) bir hedefe veya hava alanına göndermek.
Fiil
gerçeği kabul ettirmek
Fiil
acı şekilde idrak etmek
Fiil
yerel idarenin çocuk bakımevi
birinin farkına vardırmak
Fiil
birinin kafasına sokmak
Fiil
uçağın ilk kalktığı memleketine doğru uçuşu
bir-iki çocuk için yetimler yurdu
memleket içinde üstlenmiş ordu
memleket içinde üslenmiş ordu
ev otomasyonu
İsim, İnşaat
ev bankacılığı (müşterinin evinden ayrılmasına gerek kalmadan telefon ve benzeri araçlar aracılığıyla verilen banka hizmetleri
İsim
(Br) İngiltere'de keşide edilen ve ödenen senet veya İngiltere'de ikamet eden biri tarafından sürekli
İngiltere'de oturan birine keşide edilen senet
(US) oturduğu evin sahibi
evde kullanılan küçük bilgisayar
(Br) yerli menkul değerler
İsim
(Br) borsada belediye hisseleri
İsim
ana dizin
Bilgi Teknolojileri
oturduğu konutun kendisine ait olduğu kimse
konut finansmanı
İsim, Bankacılık
memleket karasularındaki filo
(Br) memleket karasularındaki donanma
memleket içinde üstlenmiş kuvvetler
İsim
memleket içinde üslenmiş kuvvetler
İsim
home away from home Brit. is. kendi evi gibi (rahat, canayakın) yer.
It's a home from home from home from home: Burası insanın kendi evi sayılır.
evde çalışan kadın yardımcı
zevk ve süs masrafları
İsim
(bomba) hedefine doğru düşmek
Fiil
aile yaşamının zevkleri
İsim
iç saha forması
İsim, Spor
konut kredisi
İsim, Bankacılık
bir örgütün genel merkezinin bulunduğu ülke ya da çoğrafi bölge
oturduğu evin sahibi olma
şartlı tahliye edilen bir hükümlünün
el ya da ayak bileğine bağlanan elektronik sinyal veren bir şerit ile bulunduğu yerin saptanmasına dayalı şartlı tahliye sistemi
ev telefonu
İsim, Telekomünikasyon
memleket içi ihtiyaçlar
İsim
askerlik çağı dışında kalanlar
İsim
memleket içi satışlar
İsim
birini bir yurda yerleştirmek
Fiil
yerli menkul değerler
İsim
yerel radyo ya da televizyon istasyonu
evsahibi takım
İsim, Spor
ev sahibi takım
İsim, Spor
ev sahibi ekip
İsim, Spor
ev telefonu
İsim, Telekomünikasyon
(Br) memleket içi kullanım
evde çalışan ve parça başına ücret ödenen fabrika işi
kalıcı ev olarak bir yere yerleştirilmiş büyük karavan
misliyle mukabele etmek
Fiil
halka açık büyük malikâne
bağışlarla işletilen gençlik yurdu
kablolu televizyon sistemine bağlanmış ev