senetli mülkiyet
gerçekten, hakikaten, doğrusu, sahiden.
The crowds were very large indeed. War is indeed terrible.
I was indeed very glad to hear the news.
(hayret/istihza/inanmazlık/şüphe vb. ifade eden ünlem olarak) ya! öyle mi! Allah Allah! bak hele! vay
canına!
“I earn $1,000 a minute.” “ indeed!”: “Dakikada bin dolar kazanıyorum.” “Vay canına!”
“He left without finishing his work.” “indeed!” “İşini bitirmeden gitti.” “Bak hele!”
elbette, cidden, sahiden.
Yes, indeed!: elbette.
No, indeed!: Hiç öyle değil!
Yes, it
is indeed beautiful weather. “Did you hear the explosion?” “indeed I did!”
hattâ, aksine, bil'akis.
I didn't mind. indeed, I was pleased.
I like some of it very much
indeed: Hattâ bazı kısımları çok hoşuma gidiyor.
kanıtlanması gereken husus
belgeyle kanıtlanabilecek
fiili zilyedlik
akdi bağış
akdi borç ilişkisi
mahkeme kararı sonrası salıverme aynı suça iştirakten birlikte yargılananlardan esas sanığın beraat etmesi
üzerine ikinci sanığın dolaylı beraati
fiilen zilyetlik
fiilen zilyetlik
bir senetteki şartlar İsim
gayri menkul devir ve temlik senedi
sözle ve hareketle