1. (mevki/rütbe/derece vb. itibarıyla) aşağı, alt, ast, madun, küçük rütbeli (kimse).
    an inferior court
    of law: alt mahkeme.
    an inferior officer: ast rütbeli subay.
  2. (yer/durum) aşağı, alçak, dibe yakın, dipte.
  3. (niteliği) düşük, âdi, bayağı, değersiz, önemsiz, kötü, fena.
    Goods of inferior workmanship. His work
    is inferior to mine.
    He's so clever he makes me feel inferior: Okadar zeki ki onun yanında kendimi değersiz hissediyorum.
  4. Botanik (a) alt, başka organın altında bulunan, (b) (çanak) yumurtalığın altında, (c) (yumurtalık) üstünde çanak bulunan.
  5. başka organın altında bulunan (organ).
  6. Astronomi (a) yörüngesi dünya yörüngesi içinde bulunan (gezegen) (Utarit ve Zühre gibi), (b) güneş ile dünya arasında
    olan, (c) ufkun altında bulunan.
  7. Matbaacılık endis, altlık, harflerin/satırların altına dizilen (sayı/işaret vb.). H2O daki 2 gibi.
küçük görmek Fiil
aşağılamak Fiil
işaret ya da sayı
(matbaacılıkta) normal harfin altına konulmuş küçük boyda harf
aşağı düzeydeki memur
diğer bir mahkemenin nezareti altında bulunan mahkeme
alt derece mahkemesi İsim, Hukuk
alt mahkeme İsim, Hukuk
aşağı derecedeki mahkeme
düşük mal
düşük kalite mallar İsim
düşük mallar İsim
ikinci kalite mallar İsim
kötü taklit
başa baş değerinin altında ihraç
başabaş değerin altında ihraç
en erken sınır
düşük kalite mal
küçük memur
aşağı rütbeli subay
aşağı düzeydeki memur
kötü işçilik eseri
alt gezegen İsim, Astronomi
aşağı mevki
aşağı derece mevki
ikinci kalite mal
düşük kalite ürün
düşük kalite
adi hizmetler İsim
aşağı hizmetler İsim
örnek kalitesinde değil
düşük değer
kötü işçilik
aşağı derecede bir mevkide bulunmak Fiil
birine göre hiç de aşağı olmamak Fiil
derece bakımından birinden aşağı olmak Fiil
düşük kalite mal
kötü işçilik malı
birine kötü mal zorla kabul ettirmek Fiil
birine kötü kalite malı zorla kabul ettirmek Fiil
birine kötü malları zorla kabul ettirmek Fiil
aşağı derecedeki bir mahkeme kararını bozmak Fiil
bir aşağı düzeydeki mahkeme emrini iptal etmek Fiil