1. (a) yaltaklanmak, yaranmak, yüzüne gülmek, gözüne girmeye çalışmak.
    Many people make up to him only
    because of his wealth. (b) flört etmek, gönlünü kazanmaya çalışmak, (c)
    make (it) up to someone for something: ödeşmek, (bir iyiliğin) altından kalkmak/karşılığını vermek, telâfi etmek.
    You've been so kind. I'll make it all up to you one day. How can we make (it) up to them for all the worry we've caused them.
nüfuzlu kimselere dalkavukluk yapmak Fiil
açık kalpli (bütçe) açığını kapamak Fiil
atışmak Fiil